Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, Tüp Bebek Tedavisindeki Yenilikçi Yöntemleri Anlattı

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezi’nin sorumlu ismi Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, tüp bebek tedavisinde yenilikçi yöntemleri ve başarı oranlarını paylaştı. 1988’de kurulan merkez, hastalıklar ve genetik sorunlarla başa çıkma konusunda önemli bir konuma sahip. Ayrıca Sağlık Bakanlığı onaylı eğitim merkezi olarak da hizmet veriyor.

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezi'nin sorumlu ismi Prof.

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Tüp Bebek Tedavisi Yenilikleri

    Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Üremeye Yardımcı Teknikler Merkezi, Türkiye’nin ilk tüp bebek uygulamalarını hayata geçiren bir merkez olarak dikkat çekiyor. Merkez, 1988 yılında Prof. Dr. Refik Çapanoğlu liderliğinde, Prof. Dr. Erol Tavmergen ile Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker’in iş birliği ile kuruldu. Tüp bebek tedavisinde öncülük eden bu uzmanlar, sayısız çiftin hayallerini gerçeğe dönüştürerek önemli bir başarıya imza attı. Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, ilk denemelerinin başlangıcını fareler üzerinde yaparak, daha sonra çocuk sahibi olamayan çiftler için tedavi sürecine geçtiklerini belirtti. O tarihlerde ilk 7 hastadan ikisinin gebe kaldığını vurgulayan Göker, bu bebeklerin 1989 yılında dünyaya geldiklerini ve başarı oranlarının o dönem için dünya ortalamasının üzerinde olduğunu aktardı.

    Kadın Yaşı ve Tüp Bebek Tedavisi

    Tüp bebek uygulamalarında kadın yaşının kritik bir öneme sahip olduğuna değinen Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, “Embriyo, evli çiftlerin yumurtası ve sperminin bir tüp içinde bir araya gelmesinden oluşuyor. Burada doğada olan süreci taklit ediyoruz. Tedavi sürecine başlamadan önce hem kadını hem de erkeği ele almak önemlidir. Çünkü gebelik oluşmaması sadece kadınla değil, erkekle de ilgili olabiliyor. Tüp bebek tedavisine geçiş yapabilmek için kadının döllenmeye elverişli en az bir yumurtalığa ve gebeliği sürdürebilecek bir rahme sahip olması gerekiyor. Ayrıca erkekten de sperm elde edilmesi şarttır. Özellikle kadın yaşı, tüp bebek tedavisi başarı oranında büyük rol oynuyor; 35 yaşından sonra gebelik şansı daralmaya başlıyor ve 40 yaşında bu oran daha da azalıyor” dedi.

    Teknolojik yeniliklerden de bahseden Tavmergen Göker, özellikle “Mikroenjeksiyon” adı verilen yöntemin önemini vurguladı. Bu yöntemde, tek bir sperm mikroskop altında yumurta hücresinin içerisine enjekte edilerek embriyo oluştuktan sonra anne adayına transfer ediliyor. Çiftler, hangi tedavi yönteminin uygun olduğunu belirlemek için öncelikle tetkiklerden geçiriliyor ve buna göre yumurtlatma tedavisi, aşılama veya tüp bebek uygulamaları planlanıyor.

    Terapinin Genetik Avantajları

    Tüp bebek tedavisinin en önemli sebeplerinden birinin hasta çocuğa tedavi edici donör kardeş ihtiyacı olduğunu söyleyen Göker, “Preimplantasyon genetik tanı (PGD) yöntemi ile embriyonun genetik durumunu belirleyerek, sağlıklı embriyonun transferi sağlanıyor. Bu yöntem sayesinde genetik olarak sağlıklı bebek sahibi olma şansı artıyor” ifadelerini kullandı.

    Tüp bebek tedavisinin uygulama alanının genel olarak doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftler olduğunu belirten Prof. Dr. Tavmergen Göker, bunun yanı sıra erken menopoz, kanser tedavisi nedeniyle yumurtalık rezervinin kaybı gibi durumların da bu tedaviyi gerektirebileceğini ifade etti. Eşey hücrelerinin veya embriyoların dondurulabileceğini ve -1960C’de saklanarak muhafaza edilebileceğini aktardı. Ancak dondurma süresi beş yıl ile sınırlı ve bu sürenin aşılması durumunda yasal izin alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.

    Yetkilendirilmiş Eğitim ve Sertifika Merkezi

    Prof. Dr. Tavmergen Göker, “Merkezimiz, hasta sayısı açısından Türkiye’deki resmi kurumlar arasında oldukça ön sıralarda yer almakta. Bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip ederek, hem hizmet kalitemizi artırıyoruz hem de alanında önde gelen merkezler arasında bulunuyoruz. 37 yıllık sürede birçok merkez kurulmasına öncülük ettik. Tüp bebek tedavisi uygulayabilmek için Sağlık Bakanlığı onaylı 6 aylık eğitim programını tamamlamak ve sertifika almak zorunlu, biz bu sertifikasyon sürecinin de yetkilendirilmiş merkeziyiz. Bu durum, hem sağlık alanına hem de uluslararası bilimin gelişimine katkı sağlıyor” şeklinde değerlendirmede bulundu.