Yargıtay’dan Çarpıcı Karar: Kripto Para Yatırımı Boşanmalarda Kusur Sayılmayacak

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında eşlerin gizli kripto yatırımını kusur olarak değerlendirilemeyeceğine karar verdi. İstanbul Barosu avukatı Fatih Karamercan ise bu durumun ailenin ekonomik gücünü etkiliyorsa kusur sayılması gerektiğini savundu.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında eşlerin gizli kripto yatırımını

Yargıtay’dan Kripto Para Yatırımlarıyla İlgili Önemli Karar

Yargıtay, son zamanlarda kripto paraların yatırım aracı olarak dikkate alındığı bir karara imza atarak, boşanma davalarında eşlerin birbirlerinin haberi olmadan kripto paraya yatırdığı paraların, eşe kusur olarak yüklenemeyeceğini belirtti.

Önemli Emsal Karar

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşin kendi parasını kripto paraya yatırmasının, mevcut ekonomik koşullar göz önüne alındığında bir yatırım olarak değerlendirildiğini, bu yüzden boşanma davasında kusur sayılmayacağını ifade etti. Bu karar, boşanma davaları açısından emsal niteliği taşımaktadır.

Kayseri’de gerçekleştirilen bir boşanma davasında, bir taraf diğerinin kripto yatırımını kusur olarak öne sürdü ve boşanma talebinde bulundu. Ancak, konu ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi aşamalarını geçtiğinde, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından ele alındı.

Yargıtay’ın Gerekçesi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kripto para yatırımlarının günümüz ekonomik koşullarında finansal bir yatırım aracı olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Mahkeme, “Kripto paraya yatırım yapma eylemi, söz konusu durumda kusur olarak değerlendirilemez” açıklamasında bulundu.

Temyiz aşamasında, Yargıtay, “Erkeğe kusur olarak yüklenen ‘hayata kast etme’ iddiasının ispatlanamadığını ve ‘kripto para yatırma’ eyleminin güncel ekonomik durumlar ile bağdaştığını” belirterek, mevcut deliller ışığında eski kararın bozulmasına hükmetti.

Avukatın Yorumları

İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan, bu karara ilişkin değerlendirmesinde, “Eşin kripto paraya yatırım yapması, ailenin ekonomik durumunu ciddi şekilde etkilemişse, yine de boşanma sürecinde kusur sayılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerinde, ailenin ekonomik varlığının korunması gerektiği ve buna yönelik tasarruf yetkilerinin sınırlandırılabileceği belirtilmektedir.” şeklinde görüş belirtti. Karamercan, ayrıca, bu tür durumların karşılıklı eşitlik ve adalet çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.