Parkinson Hastalığının Erken Teşhisi ve Tedavi Seçenekleri Üzerine Önemli Açıklamalar

Nöroloji Uzmanı Dr. Hikmet Dolu, Parkinson hastalığının erken teşhisinin kritik olduğunu belirtti. Hareket yavaşlaması ve titreme gibi belirtilerle başlayan hastalık, ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir. İlaçların etkisiz olduğu durumlarda cerrahi müdahale önerilmektedir.

Bu haberin fotoğrafı yok

**Parkinson Hastalığında Erken Teşhis ve Tedavi Yöntemleri**

SAMSUN (İHA) – Nöroloji Uzmanı Dr. Hikmet Dolu, Parkinson hastalığının erken aşamasında doğru teşhis edilmesi durumunda pek çok tedavi seçeneğinin bulunduğunu belirtti.

Liv Hospital Samsun Nöroloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Hikmet Dolu, hareketlerin yavaşlaması ve titreme ile kendini gösteren Parkinson’u, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunu olarak nitelendiriyor. Dr. Dolu, erken teşhisin kritik öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, “Modern teknikler sayesinde Parkinson hastalığı erken dönemde anlaşılabilir. Bu durumda hastalığın kontrol altında tutulması için çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Parkinson genellikle vücudun bir tarafında hareketlerin yavaşlaması (bradikinezi), istirahat halindeyken görülen titreme (tremor), kasların istem dışı kasılması sonucu vücutta sertlik hissi (rijidite) ve duruş bozuklukları ile kendini gösterir. Mücadele etmek için öncelikle ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Eğer bu tedaviden yeterli yanıt alınamazsa veya tedavi süresince direnç gelişirse cerrahi yöntemler tercih edilebilir” dedi.

**Parkinson’un Belirtileri Nelerdir?**

Uzm. Dr. Dolu, Parkinson’un belirtilerine değinerek şunları ifade etti: “Parkinson hastalığı genelde vücudun bir yarısında, çoğunlukla sol tarafta (hemiparkinsonizm) başlar ve zamanla diğer tarafa yayılabilir. Bu hastalığın en belirgin özelliği hareketlerin yavaşlaması ve titremedir. Hastalar, istirahat halindeyken elde veya ayakta titreme yaşarken, eklem hareketlerinde de zorluk çekebilir. Buna ek olarak, yürüyüş sırasında kol sallama hareketinde azalma, adım atarken kısalma, düğme ilikleme gibi basit hareketlerde zorluk, yatakta dönme veya otururken kalkma güçlükleri de Parkinson’un belirtileridir. Ayrıca maske yüz ifadesi, kısık ses tonuyla konuşma ve el yazısında küçülme gibi ortaya çıkan diğer belirtiler arasında yer alır. Parkinson hastalarında ayrıca kabızlık, kan basıncında düşme, depresyon, uyku bozuklukları, huzursuz bacak sendromu gibi sorunlar da gözlemlenir. İleri evrelerinde ise yürüme güçlüğü, denge problemleri ve hareketlerde duraklamalar ile birlikte düşmeler yaşanabilir. Nadir durumlarda bazı hastalarda demans belirtileri de görülebilir.”

**Tedavi Sürecinin Yapısı**

Tedavi sürecinin ilk adımının ilaç kullanımı olduğunu vurgulayan Dr. Dolu, “İlaç tedavisi ile beklenen sonucun alınamadığı durumlarda ya da ilaçların etkinliği azalırsa, cerrahi yöntemlere geçiş yapılabilir. Parkinson tedavisinde kullanılan ilaçlar, beyinde azalmış olan dopamin düzeyini artırmaya yönelik tasarlanmıştır. Bu ilaçlar, Parkinson’un tedavisinde oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Ancak uzun süre veya yüksek doz kullanımı, hastalarda kısa süreli aşırı hareketlilik, yanıtsızlık veya istem dışı hareketler gibi yan etkilere yol açabilir. Bu nedenle tedavi başlangıcında hastaya en düşük effektiv doz önerilmelidir. 65 yaşından küçük ve demans belirtisi göstermeyen hastalar için tedaviye dopamin agonistleri ile başlamak da bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Titreme, depresyon ve uyku düzensizlikleri gibi semptomlar mevcutsa, bu belirtiler için farklı tedavi stratejileri planlanabilir. Bazı hastalar ilaç tedavisiyle uzun yıllar boyunca başarı sağlarken, diğer bir grup ise sınırlı yanıt vererek yan etkilerle karşılaşabiliyor” diye belirtti.

**Cerrahi Tedavi Seçenekleri**

İlaçlarla yeterince fayda göremeyen hastaların cerrahi uygulamalara yönlendirilebileceğini vurgulayan Dr. Dolu, “Son yıllarda, ilaç tedavisine olumlu yanıt vermeyen hastalara cerrahi seçenekler önerilmektedir. Bu süreç, beyinde hareketle ilgili elektriksel uyarının eksikliğini gidermek amacıyla, cilt altına yerleştirilen küçük bir jeneratör aracılığıyla sağlanır. Uygulamanın tıbbi terminolojisi derin beyin stimülasyonudur” dedi.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı