Nöbetçi Eczaneler
**Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’nde Çocuk Onkoloji Kliniği Faaliyete Geçti**
Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi, Prof. Dr. Nur Olgun liderliğinde yeni bir Çocuk Onkoloji Kliniği’ni hizmete sundu. İzmir özel sağlık sektöründe ilk kez kurulan çocuk onkolojisi kliniği, 0-18 yaş arasında çocukluk çağı kanserlerinin tedavisi ile dikkat çekiyor. Prof. Dr. Olgun, “Bunun yanı sıra, tedavi süreçlerini tamamlamış ve izlem altında olan hastaların uzun dönem kemoterapiye bağlı yan etkileri de takip edilmekte,” diye ifade etti.
İzmir’in İhtiyacını Karşılayacak Klinik
Çocuk Onkolojisi Uzmanı olan Prof. Dr. Nur Olgun, bu yeni kliniğin bölgedeki çocuk kanser hastalarının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulduğunu söyledi. İzmir’deki mevcut sağlık kuruluşlarında çocuk onkoloji bölümlerinin bulunmasına rağmen, yurt içi ve yurt dışından gelen hasta talepleri doğrultusunda bu kliniğin kurulmasının önemli olduğunu belirtti. Türkiye’de her yıl yaklaşık 3-4 bin çocuğa yeni kanser tanısı konduğunu vurgulayan Olgun, çocukluk çağı kanserlerinin ülkemizde tüm kanser vakalarının yüzde 2-3’ünü oluşturduğunu ifade etti.
Çeşitli Kanser Türleri İçin Tedavi Seçenekleri
Prof. Dr. Olgun, klinikte, çocukluk çağı kanserleri arasında yer alan kemik tümörleri, yumuşak doku tümörleri, beyin tümörleri, lenfoma gibi hastalıkların tedavisi yapılabileceğini belirtti. Ayrıca anne babaları endişelendiren büyümüş lenf bezlerinin tanı süreçlerinin de gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi. Kliniğin sağlık turizmi kapsamında Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi bölgelerden gelen hastalara da hizmet vereceğine dikkat çekti.
Nöroblastom Protokolü ile Tedavide Standart Sağlandı
Prof. Dr. Olgun, 1992 yılında İzmir’de dört hastane aracılığıyla başlatılan Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Nöroblastom Protokolü’nün Acıbadem Kent Onkoloji Hastanesi’nde koordine edilmeye devam edileceğini müjdeledi. Çocuk onkolojisi alanında en zorlu kanser türlerinden biri olan böbrek üstü bezi tümörlerinin sinsi bir ilerleme sürecine sahip olduğunu belirten Olgun, bu protokol sayesinde dünya standartlarında bir tedavi sürecine ulaştıklarını ifade etti. “33 yıl önce başlattığımız bu protokol, Türkiye’de onkoloji alanında standardizasyon sağlamada kritik bir rol oynamıştır. Tedavi yoğunluğunun belirli risk gruplarına göre varyasyonu, hastaların yaşam sürelerini uzatmakta ve kemoterapinin yan etkilerinden korunmalarına yardımcı olmaktadır,” şeklinde konuştu.
