Uzm. Dr. Arif Keleşoğlu, astımın iş gücü kaybı ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açtığı uyarısında bulunarak, “Bu nedenle, tedavi için yazılan ilaçların düzenli kullanılması ve düzenli doktor kontrolüne gitmek büyük önem taşır” ifadelerini kullandı.
Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nde görevli olan Uzm. Dr. Keleşoğlu, 6 Mayıs Dünya Astım Günü’nde yaptığı konuşmada, astımın küresel bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı ve tedavisinin kesilmemesi gerektiğini belirtti. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unun astım hastalığından etkilendiğini kaydeden Keleşoğlu, “Astım, kontrol altına alınabilen ve geri döndürülebilir bir hastalıktır. Genetik faktörlerin yanı sıra sonradan oluşan vakalar da bulunmaktadır. Bu hastalık nefes darlığı, öksürük gibi belirtilerle kendini gösterebilir” dedi.
Astımın sadece bireyleri değil, aileleri de etkilediğini söyleyen Keleşoğlu, “Astımlı bir çocuğun bakımı, ailenin üzerindeki yükü artırabilir. Ayrıca, astım atakları bireyin iş gücünü de olumsuz etkileyebilir. İşten devamsızlık veya işini yapamamış olmanın sonucu olarak kişiyi ciddi şekilde etkiler” şeklinde konuştu.
Astımın kontrol altına alınabileceğinin altını çizen Keleşoğlu, “Yetersiz oksijen almak, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan zorluk yaşatır. Ev hanımı olanlar ev işlerini, çalışan kişiler ise işlerini gereken verimle yapamaz. Öğrenciler için de bu durum benzer şekilde geçerli” ifadelerini kullandı. Astım tedavisinde kullanılan ilaçların bazı yan etkileri olabileceğini ifade eden Keleşoğlu, bununla birlikte hastalığın kontrolü ve sağlanan iyileşmenin öncelik taşıdığını vurguladı.
Mevsim geçişlerinde astım şikayetlerinin arttığına dikkat çeken Keleşoğlu, “Özellikle bahar ve sonbahar dönemlerinde, polenlerden kaynaklı ataklar artmaktadır. Bu süreçte hastaneye başvuruların sıklaştığını ve acil hizmete ihtiyaç duyan hastaların sayısının da arttığını gözlemliyoruz” dedi. Bazı hastaların kendilerini iyi hissettiklerinde tedaviyi bıraktığını, doktorların ise belirli durumlarda durumu gözlemledikten sonra tedaviye geçici ara vermelerini önerdiğini belirten Keleşoğlu, alerji sezonu öncesinde hastaların doktorlarıyla iletişimde kalmalarının önemli olduğunu ifade etti.
Keleşoğlu, astımın genetik faktörlerin yanı sıra çevresel koşullardan da etkilendiğini belirterek, “Psikolojik stres bile astım ataklarını tetikleyebilir. Ancak en sıkı korunulacak faktör sigara kullanımıdır. Ayrıca solunum yolu enfeksiyonlarından uzak durmak da önemlidir; grip ve zatürre aşılarının yapılması faydalı olabilir” dedi. Toplu alanlardan kaçınılması ve gerekirse maske takılması gerektiğine de dikkat çekti.
Astımın kontrol altında tutulmaması durumunda ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Keleşoğlu, “Kontrolsüz astım, solunum yetmezliği gibi durumlara yol açabilir ve bu durum tedavi gerektirir. Bu nedenle astımın ciddiye alınması gerekiyor; çünkü sosyal yaşamı ve bireyin konforunu da ciddi şekilde olumsuz yönde etkileyebilir” dedi.