Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Skolyoz Riskine Dikkat: Ebeveynler, Çocuklarının Belirtilerini Gözlemlemeli

    Skolyoz, 10-18 yaş arası kız çocuklarında sık görülen bir rahatsızlık olup erken tanı önemlidir. Prof. Dr. Mehmet Atıf Erol Aksekili, ailelerin dikkat etmesi gereken belirtileri sıralayarak, ağrısız okulyozun da dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Spor, tedavi sürecini desteklese de doğru egzersizler şart.

    Skolyoz, 10-18 yaş arası kız çocuklarında sık görülen bir rahatsızlık

    Skolyoz Riskinde Dikkatli Olun

    Medicana Sağlık Grubu Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Atıf Erol Aksekili, 10-18 yaş arasındaki kız çocuklarının skolyoz hastalığı açısından risk taşıdığını vurguladı. Ebeveynlere yönelik yapılan açıklamada, “Skolyoz belirtileri yanında ağrı olmasa bile dikkate alınmalı. Eğer çocukların kıyafetleri vücudla uyum içinde değilse, profesyonel bir yardıma başvurulmalıdır. Erken tanı ve uygun tedavi ile skolyoz kontrol altına alınabilir” şeklinde uyarılarda bulundu.

    Skolyozun Farkındalığı Ön Planda

    Her 30 çocuktan 1’inde görülen skolyoz, erken dönemde teşhis ve tedavi ile düzeltilebilen ortopedik bir sorun olarak öne çıkıyor. Hafif eğriliklerin egzersiz veya korse ile tedavi edilebilirken, ileri düzey vakalarda cerrahi işlem gerekli olabiliyor. Prof. Dr. Aksekili, özellikle 10-18 yaş grubundaki ergenlik döneminde kız çocuklarında daha yaygın görülen bu duruma karşı ailelerin dikkat etmesi gereken bazı noktaları paylaştı: “Çocukların duruşunu düzenli takip etmek önemlidir. Dikkat edilmesi gereken belirgin işaretler arasında omuz asimetrisi, kalça düzensizliği ya da beldeki çıkıntılar sayılabilir. Bu tür durumlarda mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.” Skolyoz her zaman ağrıya yol açmasa da, hafif eğrilikler erken aşamalarda belirtmeden ilerleyebilir.

    Genetik ve Dış Etmenlerin Rolü

    Skolyozun oluşumunda genetik faktörlerin etkili olduğunu belirten Aksekili, ailesinde skolyoz geçmişi bulunan çocukların daha fazla risk taşıdığını vurguladı. “Aileler çocuklarını bu bağlamda sürekli izlemelidir,” diyen uzman, yanlış oturma pozisyonları, duruş bozuklukları ve hareket eksikliği gibi etmenlerin doğrudan okskolyoza yol açmasa da mevcut eğrilikleri artırabileceğini ifade etti.

    Spor ve Skolyoz İlişkisi

    Skolyoz için cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulduğunda, modern tekniklerin felç riskini minimuma indirdiğini belirten Prof. Dr. Aksekili, ameliyat sonrası normal hayata dönüş sürecinin genellikle 3-6 ay sürdüğünü açıkladı. “Spor, skolyoz tedavisinde yardımcı olabilir. Ancak, tek taraflı yüklenme gerektiren sporlar, yani yüzme gibi branşlar, eğriliği artırabilir. Bu nedenle, skolyozlu bireyler için uzman gözetiminde yapılan egzersizler önerilmektedir. Ameliyat sonrasında ise uygun süre beklenmeli ve yavaş yavaş egzersizlere geçilmelidir. Yüzme, yoga ya da pilates gibi aktiviteler tedavi sürecine destek sunabilir.” diyerek, sporun rolünü öne çıkardı.

    Unutulmamalıdır ki skolyoz, erken teşhisle tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Çocukların omurga sağlığını korumak amacıyla düzenli kontroller yapılmalıdır.