Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Prof. Dr. Melek Eda Ertörer: Diyabet Sadece ‘Şeker Hastalığı’ Değil, Gençleri de Tehdit Ediyor

    Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, diyabetin sadece şeker hastalığı olarak düşünülmesinin yanlış olduğunu belirtti. Diyabetin artan sıklığının çocuklarda bile görüldüğünü vurgulayan Ertörer, sağlıklı yaşam ve beslenmenin önemine dikkat çekerek, tedavi yöntemlerinin bireye özel olması gerektiğini ifade etti.

    Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, diyabetin sadece şeker hastalığı olarak

    **Diyabetin Çok Yönlü Etkileri ve Artarak Gören Vakaları**

    Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, Türkiye’de diyabet vakalarının sayısının hızla arttığına dikkat çekerek, bu hastalığın sadece ‘şeker hastalığı’ olarak bilinmesinin yanılgı oluşturduğunu, aslında kalp, böbrek, göz ve sinir sisteminin yanı sıra tüm vücudu etkileyen bir metabolik bozukluk olduğunu ifade etti.

    **Genç Yaş Gruplarında Diyabet Vakaları**

    Diyabetin görülme sıklığı günümüzde artış göstermenin ötesinde, daha genç bireylerde de teşhis edilmeye başlandığını belirten Ertörer, Türkiye’deki Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde, özellikle çocukluk döneminde tip 2 diyabet teşhisinin konabildiğini, bunun sebepleri arasında kötü beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik ve obezite gibi faktörlerin yer aldığını vurguladı. Ertörer, diyabetin artık yalnızca yaşlı bireylerle ilişkilendirilemeyeceğinin altını çizdi.

    **Diyabetin Belirtileri ve Teşhis Süreci**

    Diyabetin iki ana türü bulunduğunu pantolonuna aktaran Prof. Dr. Ertörer, “Tip 2 diyabet, toplumda en yaygın olarak görülmekte ve genellikle ileri yaştaki bireylerde ortaya çıkmaktadır. Bu tip, başlangıçta ağızdan alınan ilaçlarla kontrol edilebilir ancak zamanla insülin gerektirebilir. Öte yandan Tip 1 diyabet çoğu zaman çocuklukta başlar ve yaşam boyu insülin tedavisi gerektirir. Ancak, bu ayrım her durumda geçerli değildir çünkü Tip 1 diyabet, ileri yaşlarda da gelişebilir. Pek çok diyabet vakası, belirti göstermeden ilerler ve tesadüfi kan şekeri ölçümleriyle tanı alır. Ancak çok su içme, sık idrara çıkma, ağız kuruluğu ve kilo kaybı gibi klasik semptomların göz ardı edilmemesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

    **İnsülin Tedavisinin Önemi**

    Prof. Dr. Melek Eda Ertörer, diyabet tedavisinde insülin kullanımının bir ceza değil, bir ihtiyaç olduğuna vurgu yaparak, “Tip 1 diyabetli bireylerde insülin tedavisi zorunludur. Tip 2 diyabette de çeşitli durumlarda geçici olarak insülin ihtiyacı oluşabilir. Hastalara, ‘diyetine uymazsan insüline başlarım’ demek yanlıştır. İnsülin, yaygın yanlış anlamaların aksine, hastalığın doğal seyrine göre gerekebilen bir tedavi aracıdır” dedi. Ertörer, diyabetin uzun süre kontrolsüz kalması durumunda pankreasın insülin üretim kapasitesinin azaldığını ve bu nedenle bireylerin zamanla insülin ihtiyacı duymalarının doğal olduğunu vurguladı. Tedavi süreçlerinin kişiye özel olduğunu belirten Ertörer, doğru yönetildiğinde yaşam kalitesinin artırıldığını ifade etti.

    **Diyabetten Korunmanın Yolları**

    Diyabetin görülme sıklığının toplumda yüzde 15’in üzerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Ertörer, gizli diyabet ve prediyabet durumlarının da eklenmesiyle bu oranın yüzde 30’a kadar çıkabileceğini söyledi. Bu durumu tersine çevirmek için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi gerektiğine dikkat çekti. Diyabetten korunmanın yanı sıra kalp-damar hastalıkları ve obezite gibi diğer kronik hastalıklardan da korunmak adına düzenli egzersiz yapmak, işlenmiş ve rafine şeker içeren gıdalardan uzak durmak, kompleks karbonhidratları tercih etmek, sigaradan uzak durmak ve ideal kiloyu korumak gerektiğinin altını çizdi.

    Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı