Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu’ndan içsel yolculuğun sancılı dengesi üzerine çarpıcı yazı

Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu, yazısında bireyin içsel yolculuğunu ve kendi kimliğini bulma sürecindeki zorlukları ele aldı. Nezaketle kendilik arasındaki dengeyi vurgulayarak, insanların kendilerini bastırmasının tehlikelerine dikkat çekti. Kendi sınırlarını korumanın önemini belirterek, özden uzaklaşmanın bir yıkım olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu, yazısında bireyin içsel yolculuğunu ve

Atatürk Üniversitesi’nde Kişisel Yüzleşme Üzerine Çarpıcı Bir Analiz

Atatürk Üniversitesi’nde görevli öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu, son yazısında bireyin iç dünyasıyla yüzleşmesini derin bir şekilde ele aldı. Bu kapsamda, insanın kendi içsel çatışmalarının ne denli zorlu ve sancılı olabileceğini ifade etti.

İçsel Savaş ve Kendilik Dengelemesi

Prof. Dr. Kadıoğlu, yazısında nezaket ile bireysellik arasında dikkatli bir denge kurulması gerektiğine vurgu yaptı. İnsanların en çetin mücadelelerinin, kendi zihinlerinde yaşandığını belirtti. Kendine dönme süreçlerinde, bireylerin içlerinde yankılanan sesin aslında geçmişteki bir hallerinin yankısı olduğunu düşündüren Kadıoğlu, “İnsanın, kendini ararken kaybolması, belki de en doğru bulma yoludur,” dedi. Kendi iç yolculuğunu felsefi boyutta ele aldığı yazısında, Nietzsche’den alıntılarla derin bir bağ kurdu.

Çatışmanın Kaynağı: Kendini Bastırma Eğilimi

Yazısının devamında, insanların kendilerini ifade etmekten kaçınma eğilimlerini irdelerken, bu durumun süreklilik kazanan bir içsel yıkıma yol açabileceğini vurguladı. “İçindeki sesleri bastırmaya çalışan bir birey, zamanla hem duygularını hem de düşüncelerini geri plana atmaya başlar,” diyen Kadıoğlu, nezaketin bazen bireyin içsel temelini zayıflatabilecek bir sansüre dönüşebileceğini açıkladı.

Kadıoğlu, “Kendi özünü kaybetmenin sinsi bir yolu, başkaları için ‘iyi’ olma çabasıdır. İyi niyet, bazen gerçekte bir kendilik kaybıdır,” diyerek bu durumu eleştirdi.

Kendilik Koruma ve Yalnızlık Üzerine Düşünceler

Prof. Dr. Kadıoğlu, Nietzsche’nin “Kendi kendine en acımasız düşman, çoğu zaman bireyin iyi niyetidir,” ifadesiyle, bireyin kendi gerçekliğiyle olan kopukluğuna dikkat çekti. En büyük yalnızlık hissinin, kalabalıkların içerisinde bile bireyin kendisinden uzaklaştığı anlarda yaşandığını belirtti.

Yazısının son kısmında, bireyin yaşam serüvenindeki en kritik sınavın, kendi sınırlarını korumak olduğunu ifade ederek, “Kırmamak ile kaybolmamak arasındaki ince sınır, bireyin özüdür. Kendini koruyarak nazik olmak erdemdir, ama kendi özünden feragat ederek nezaket göstermek yıkıcı etkiler yaratabilir,” diyerek yazısını tamamladı. Kendini bastırmanın, aslında bireyin en çok kendine zarar vermesiyle sonuçlandığını vurgulayarak önemli bir mesaj bıraktı.