Meme Kanserinde Erken Teşhisin Önemi Vurgulandı
Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü’nde görev yapan Aile Hekimi Uzmanı Dr. Feride Özen, meme kanserinin ilk aşamalarda genellikle herhangi bir belirti göstermediğini ifade ederek, “Her yıl dünya genelinde yaklaşık 2,3 milyon kadın bu hastalıkla karşılaşmaktadır. Meme kanseri, kadınlarda yeni teşhis edilen tüm kanser türlerinin yüzde 23,8’ini oluşturarak en sık görülen kanser türü konumundadır.” şeklinde bilgi verdi.
Meme Kanserinin Yaygınlığı ve Teşhis Oranları
Dr. Özen, ulusal düzeyde yapılan kanser araştırmalarına dayanarak, meme kanseri teşhisi konulan vakaların yüzde 42,9’unun sınırlı kaldığını ve yalnızca memede bulunduğunu, yüzde 12,5’inin ise vücudun uzak bölgelerine yayıldığını açıkladı. Bu durumun, erken teşhisin ve düzenli taramaların ne kadar hayati önem taşıdığını yeniden gözler önüne serdiğini belirtti. “Meme kanseri, dünyada ve ülkemizde kadınların en fazla maruz kaldığı kanser türüdür. Genellikle süt üreten bezlerde ya da süt kanallarında başlamakta olup, nadiren meme yağ dokusuna da yerleşebilmektedir.” dedi.
Ülkemizde yıllık yaklaşık 27 bin kadının meme kanseri teşhisi aldığına dikkat çeken Dr. Özen, “Her 18 kadından biri yaşamı süresince bu kanser türü ile karşı karşıya kalma riski taşımaktadır. Bu nedenle, meme kanseri, erken tanı ve halkı bilinçlendirme ile üstesinden gelinmesi gereken mühim bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.” şeklinde uyardı.
Meme Kanserinin Belirtileri
Dr. Özen, açıklamasına devam ederek, “Erken dönemlerde meme kanseri genellikle belirti vermez, bu yüzden tarama programlarının önemi büyüktür. Memede, ağrısız ve zamanla büyüyen bir kitle sık görülen bir belirtidir. Ayrıca, memede şekil ve boyut değişiklikleri, meme cildinde portakal kabuğu görünümü, kanlı akıntı, meme ucu veya deride çekilme, kızarıklık ya da kalınlaşma gibi durumlar da dikkate alınmalıdır. Bu tür belirtiler mevcutsa, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir.” ifadesini kullandı.
Risk Faktörleri ve Önleme Yöntemleri
Bireylerin hastalığa yakalanma riskini artırabilen faktörler üzerinde duran Dr. Özen, şunları belirtti: “Genetik yatkınlık ve çevresel etkenler meme kanserinin ortaya çıkmasında rol oynamaktadır. Tütün kullanımı, geç doğum yapma, bebek emzirmeme, postmenopoz döneminde hormon tedavisi görme gibi risk etmenleri yüksek risk gruplarını oluşturmaktadır. Sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, bu risk faktörlerini azaltma konusunda oldukça etkilidir. Düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve stresten uzak durmak, meme kanseri riskini düşüren yöntemler arasında yer almaktadır.”
Sonuç olarak, erken teşhis ve düzenli kontrollerin, meme kanseri ile mücadelede en etkin yöntemler olduğunun altını çizen Dr. Feride Özen, Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü kanser tarama programlarının, toplumda bu konuda farkındalık oluşturduğunu ve erken tanı oranlarının artmasına katkıda bulunduğunu dile getirdi.



 
					
				