Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Lipödem Hastalığı: Tedavi Yöntemleri ve Beslenmenin Önemi

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ekin Sayer, lipödemin geç teşhisi ve sadece kilo vermeye odaklanmanın yetersiz olduğunu belirtti. Bu rahatsızlık, bütüncül bir beslenme ve tedavi yaklaşımı gerektiriyor. Sayer, inflamasyonu azaltan anti-inflamatuvar gıdaların önemine dikkat çekti.

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ekin Sayer, lipödemin

    Lipödem: Geç Teşhis ve Beslenmenin Önemi

    Bacaklarda aşırı yağ birikimi nedeniyle ortaya çıkan lipödem, sıklıkla geç teşhis edilmekte. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ekin Sayer, bu rahatsızlığın tedavisinde sadece kilo vermenin yeterli olmadığını, vücudun genel sağlığını iyileştirmenin esas olduğunu belirtti.

    Pek çok kadın, bacaklarında aniden ortaya çıkan kalınlaşma, ağrı ve ödemle karşılaşmakta ve bazen bu durumu yalnızca “kilo problemi” olarak görmektedir. Ancak gerçek, bu sorunlardan çok daha karmaşık. Lipödem, kadınlarda sıklıkla görülen simetrik yağ birikimi, hassasiyet, morarma ve dokunmaya duyarlılık gibi belirtilerle kendini gösteren, ilerleyici bir rahatsızlıktır. Diyet Uzmanı Sayer, beslenmenin bu tabloda sıkça göz ardı edilen önemli bir faktör olduğunu vurguladı.

    Orantısız Vücut Yapısı ve Diyet Zorlukları

    Lipödemin, genetik ve hormonal etkenlerden kaynaklanan bir bağ dokusu hastalığı olduğuna dikkat çeken Sayer, bu durumun ergenlik, gebelik ve menopoz gibi hormonal değişim dönemlerinde daha da belirgin hale geldiğini aktardı. Alt vücutta kalça, basen ve uyluk gibi bölgelerde görülen yağ birikiminin, üst vücut ile orantısız bir görünüm yarattığını kaydederek, bu durumun diyet ve egzersizle kolayca aşılmadığını ifade etti.

    Birçok kadının, yıllarca uyguladığı diyetlerin yetersiz kalması nedeniyle kendini kötü hissettiğini belirten Sayer, “Sorun irade eksikliği değil; fizyolojik bir direniş. Lipödemli bireylerin ihtiyaç duyduğu şey, standart zayıflama diyetleri değil; bireyselleştirilmiş ve bütüncül bir beslenme yaklaşımıdır” dedi.

    İyileşme İçin Doğru Beslenme Stratejileri

    Tedavinin temelinde yalnızca kilo kaybı değil, vücudu tümüyle iyileştirmek yattığını vurgulayan Diyetisyen Sayer, lipödem hastalarının beslenme hedeflerini şöyle sıraladı: “İltihaplanmayı azaltmak, lenfatik ve dolaşım sistemini desteklemek, ödemi azaltmak, insülin direncini dengelemek ve duygusal yeme davranışları hakkında farkındalık oluşturmaktır.”

    Her bireyin durumu kendine özgü olsa da, birçok hastada temel ilkelerin aynı olduğunu belirten Sayer, anti-inflamatuvar beslenmenin önemine değindi. Renkli sebzeler, taze meyveler, zeytinyağı, avokado gibi besinler ile Omega-3 içeriği yüksek balıkların bu süreçte öne çıktığını ifade etti.

    İnsülin Direnci ve Beslenme İlişkisi

    Lipödemli kişilerde insülin direncinin yaygın olduğunu söyleyen Sayer, bunun yalnızca kilo yönetimini değil, aynı zamanda ödem, yorgunluk, tatlı isteği ve iltihap riskini de artırdığını belirtti. Bu nedenle, basit şeker ve işlenmiş gıdalardan kaçınan yüksek lifli gıdaların tercih edilmesini önerdi.

    Ayrıca, su tüketiminin günde en az 2-2,5 litre olması gerektiğini, magnezyum ihtiyacının koyu yeşil sebzeler ve kakao ile karşılanabileceğini ekledi.

    Duygusal Boyut ve Kontrol

    Lipödem, yalnızca fizyolojik bir sıkıntı değil; duygusal yükleri de beraberinde getiren bir durumdur. Kadınlar, kendi bedenleriyle barışmakta zorluk çekerken, suçluluk ve dışlanma duygularıyla baş etmeye çalışabilir. Sayer, “Doğru beslenme ve terapi ile bu durum kontrol altına alınabilir; bireyler hem fiziksel hem de duygusal açıdan güçlenebilir” dedi.