Lenfomanın Erken Teşhisi Hayat Kurtarıyor
Hematoloji Uzmanı Dr. Ülkü Ozan, lenfoma hastalığının zamanında teşhis edilmesi durumunda büyük oranda tedavi edilebileceğini belirtti.
Lenfomaların, bağışıklık sistemini oluşturan ‘lenfosit’ adlı beyaz kan hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıktığını belirten VM Medical Park Bursa Hastanesi Uzmanı Dr. Ozan, halk arasında bu hastalığın “lenf kanseri” olarak bilindiğini ifade etti.
Lenfoma Belirtileri Neler?
Dr. Ozan, lenfositlerin yoğun olarak lenf düğümleri, dalak, timus, bademcik, kemik iliği ve kanda bulunduğunu söyledi. Lenfomaların çoğunlukla boyun, koltuk altı ve kasık bölgesinde ağrısız lenf düğümleri aracılığıyla belirti verdiğini aktaran uzman, eğer göğüs bölgesindeki lenf nodları büyüyerek hava yollarına veya damarlara baskı yaparsa, nefes darlığı, kuru öksürük ya da yüzde ve boyunda şişlik gelişebileceğini dile getirdi. Ayrıca, karındaki lenf bezlerinin büyümesi durumunda dalak ve karaciğerin etkilenmesine bağlı olarak karın şişkinliği, ağrı, ishal veya kabızlık gibi durumların yaşanabileceği bilgisini verdi. Daha nadir olarak, mide, bağırsak, kemik, beyin ve akciğer gibi diğer organlarda da tutulma olabileceğinin altını çizen Dr. Ozan, bazen hasta belirtilerini yalnızca kansızlık şeklinde gösterebileceğini belirtti.
B Semptomlarına Dikkat!
Yüksek ateş, aşırı gece terlemeleri, iştahsızlık, son 6 ay içinde vücut ağırlığının yüzde 10’dan fazla kaybı ve yaygın kaşıntı gibi “B semptomları”nın lenfoma belirtisi olabileceğini vurgulayan Dr. Ozan, tanı sürecine dair şu bilgileri paylaştı: “Lenfoma şüphesi olan hastalara kan testleri, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve doku tanısı için eksizyonel biyopsi önerilmektedir. Uygun lenf nodu bulunmayan ve kansızlığı olan hastalarda kemik iliği biyopsisi ile de tanı konulabilir. Ayrıca, sinir sistemi tutulum şüphesi olan hastalar için beyin omurilik sıvısının değerlendirilmesi yapılabilir.”
Lenfoma Türleri ve Tedavi Seçenekleri
Lenfomaların Hodgkin ve Non-Hodgkin olarak iki ana gruba ayrıldığını ifade eden Dr. Ozan, “Hodgkin lenfomalar, çocukluk çağı kanserlerinde ikinci sırada yer alır ve genellikle 20-40 yaş arası genç erişkinlerde görülmektedir. Toplumda 100 bin kişi içinde 2-3 oranında rastlanırken, Non-Hodgkin lenfomalar ise tüm lenfomaların yüzde 85’inden fazlasını oluşturur ve çoğunlukla orta ve ileri yaş grubunda ortaya çıkar. Bu hastalık türlerinin 30-40 alt tipi bulunmaktadır.” dedi.
Tedavi şeklinin lenfomanın alt tipine, evresine ve hastanın özelliklerine bağlı olarak belirleneceğini dile getiren uzman, tedavi seçenekleri arasında kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve CAR-T hücre tedavilerinin bulunduğunu aktardı. Yavaş seyirli lenfomalarda belirtiler yoksa ‘bekle-gör’ yöntemiyle takip yapılabileceğini de sözlerine ekledi.
Erken teşhisin önemine vurgu yapan Dr. Ozan, günümüz tedavi yöntemleri ile Non-Hodgkin lenfoma hastalarının yüzde 80’inden fazlasında tam yanıt almanın mümkün olduğunu belirtti. Hodgkin lenfomanın, kemoterapi ile tamamen iyileşebilen ilk kanser türü olduğunu hatırlattı ve lezyon belirtileri görüldüğünde zaman kaybetmeden doktora başvurulması gerektiğini önerdi.
KALDIRIMDA YÜRÜRKEN HAYATI KARARDI
KALDIRIMDA YÜRÜRKEN HAYATI KARARDI
KALDIRIMDA YÜRÜRKEN HAYATI KARARDI