HPV Virüsünün Tehditleri ve Rahim Ağzı Kanseri İlişkisi
Medicana International Samsun Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Bahtiyar Çiftci, HPV virüsü ile rahim ağzı kanseri arasındaki bağlantıya dikkat çekti. Dr. Çiftci, HPV’nin vücut dışında 7-10 gün boyunca hayatta kalabilme özelliği sayesinde, virüsün aynı evi paylaşan çocuklara bulaşma ihtimalinin var olduğunu belirtiyor. Bu bulaşmanın 25 yıl sonra ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine, özellikle rahim ağzı kanseri ve boğaz lezyonları gibi durumların gelişebileceğine vurgu yaptı.
Aşılanmanın Önemi
Dr. Çiftci, rahim ağzı kanseri konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan birinin aşılanma olduğunu ifade etti. Aşının, HPV virüsünden korunma ve bulaşma riskini azaltma açısından kritik bir rol oynadığını belirten uzman, dünya genelinde her yıl 600 binden fazla kadının bu kansere yakalandığı ve 340 bin kadının öldüğünü kaydetti. Tarama programları sayesinde, HPV ve smear testleri ile kanserin erken tespitinin mümkün olduğunu vurgulayan Dr. Çiftci, HPV DNA testinin kanseri tespit etme oranının yaklaşık yüzde 95 olduğunu söyledi.
Çocuklara Bulaş Riski
Dr. Çiftci, HPV virüsü ile en sık karşılaşılan soruların başında “HPV pozitifim çocuğuma bulaşır mı?” olduğunu belirtti. Kendisi, virüsün vücut dışında belli bir süre canlı kalması sebebiyle bulaşma riskinin her zaman bulunduğunu ve bu durumu engellemek için hijyen kurallarına uyulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, HPV’nin bulaştığı çocuklarda uzun bir süre belirti görülmeyeceğini, ancak ilerleyen yıllarda ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşma olasılığının bulunduğunu da ekledi.
Korunma Yöntemleri ve Tedavi Seçenekleri
Rahim ağzı kanserinin belirtileri arasında vajinal kanama, kötü kokulu akıntı ve yoğun akıntı şikayetlerinin yer aldığını aktaran Dr. Çiftci, bu kanserin sinsi bir şekilde ilerlediğini vurguladı. Düzenli tarama ve aşı programlarının, bu hastalığın önlenmesinde büyük fayda sağladığını belirtirken, özellikle 26 yaşına kadar yapılan aşının, rahim ağzı kanserine karşı yüzde 90’ın üzerinde koruma sağladığını açıkladı. Aşının, 9 yaşından 45 yaşına kadar olan bireylere uygulanabileceğini belirten uzman, bu süreçte risk grubundaki 45 yaş üstü bireylerin de aşılanmasının gerektiğini sözlerine ekledi.
Son olarak, Dr. Çiftci, HPV 16-18 pozitif olan bireylerin aşılanmasının önemine değinerek, aşının içerdiği 9 yüksek riskli HPV tipine karşı koruyuculuk sağlama kapasitesine sahip olduğunu belirtti. Aşılama programları ile ilgili bilgi vererek, 9-15 yaş arası çocuklara 2 doz, 15 yaş ve üzerindekilere ise 3 doz aşı yapılması gerektiğini vurguladı.

