Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Havuzlardaki Klor ve pH Sorunları Diş Sağlığını Tehdit Ediyor: Uzmanlardan Uyarılar Geldi

    Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, yaz aylarında klorlu havuzların diş sağlığına zarar verdiğini belirtti. Havuzlarda yüksek pH sorunları nedeniyle diş minesinin eridiğini ve bu durumun son 5 yılda üç kat arttığını açıkladı. Önlem alınmadığı takdirde, diş erozyonu toplum sağlığını tehdit ediyor.

    Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, yaz aylarında klorlu havuzların diş

    **Klorlu Havuzlar Diş Sağlığını Tehdit Ediyor**

    Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, yaz aylarıyla birlikte yüzme havuzlarının yoğunlaştığını belirterek, “Diş sağlığını tehlikeye atan önemli bir sorun göz ardı ediliyor. Klorlu havuzlardaki dengesiz pH seviyeleri, özellikle genç yüzücüler arasında diş minesinin erimesine, hassasiyet artışına ve çürük oluşumuna yol açabiliyor.” ifadesini kullandı.

    Havuz Erozyonu Artıyor

    Özkan, havuz erozyonu nedeniyle son beş yılda tıbbi yardım alan hasta sayısında üç katlık bir artış gözlendiğine vurgu yaptı. Türkiye’deki havuzların yüzde 68’inin pH seviyesinin sağlıklı aralığın altında olduğuna dikkat çeken Özkan, bu durumun diş minesinin yavaşça erimesine neden olduğunu kaydetti. “Havuzun gözlerde yarattığı yanma hissi, dişlerin aşınmasını da beraberinde getiriyor.” dedi.

    Bilimsel Araştırmalar Gösteriyor

    Sağlık Bakanlığı’nın 2024 Denetim Raporu’na göre, Türkiye genelinde denetlenen 326 havuzdan yüzde 68’inin pH değeri güvenli aralıkların dışındadır. Özellikle kapalı spor salonlarındaki havuzlarda pH seviyesinin 6.4’e kadar düştüğünü belirten Özkan, bu durumun diş minesinin çözünmesine neden olduğunu dile getirdi.

    Journal of Dental Research (2023) yayımlanan çalışmalarda, olimpik yüzücüler arasında diş minesi erozyonunun oranının yüzde 74 olduğunu ortaya koydu. Yüzme sırasında haftada sekiz saatten fazla klorlu suya maruz kalan bireylerde ciddi mine aşınma vakaları gözlemlenmiştir.

    Özkan, mine kaybı yaşanan durumların geri dönüşü olmadığını ifade ederek, “Parlak dişler her zaman sağlıklı değildir. Hastalar, ‘dişim parlaklaştı’ dediğinde, bu genellikle diş minesinin incelmesinin sonucudur.” şeklinde konuştu. Ayrıca, çocuklarda mine kalınlığının yetişkinlerden yüzde 30 daha az olduğunu vurguladı. İstanbul’da yüzme kursuna katılan çocukların yüzde 41’inde mine erozyonu erken aşamalarda tespit edildi.

    Mine Aşınması ve Korunma Yöntemleri

    Klorlu havuzlarda pH değeri 6.8’in altına düştüğünde diş minesinin yapısal öğeleri çözülmeye başlar. Özkan, yüzme seanslarının ardından dişlerin hemen fırçalanmasının zararlı olduğunu, asidik ortamdaki mineyi tahriş edebileceğini belirtti. Bunun yerine, en az 30 dakika beklenmesi ve florürlü, aşındırıcı içermeyen diş macunları ile fırçalama önerdi.

    Diş sağlığını tehdit eden beş önemli risk arasında, klor kokusunun yanıltıcı olabileceği, tuzlu havuzların daha zararlı olabileceği, diş rengindeki değişimlerin asıl nedeninin mine aşınması olduğu ve standart ağız koruyucuların yanlış kullanımının mineye zarar verebileceği ifade edildi. Ayrıca, diş macunlarındaki bazı bileşenlerin klorla reaksiyona girebileceği bildirildi.

    Koruyucu Stratejiler

    Özkan, diş sağlığını korumak adına birkaç strateji sundu: “Dijital pH ölçüm cihazları kullanarak havuz suyunun pH değerinin 7.2’nin altına düşmesi durumunda yüzmekten kaçının. Ayrıca, yüzme sonrası kullanılan kalsiyum fosfat içeren ağız spreyleri asidik etkiyi dengeleyebilir. Gece florür jelinin haftada iki gece uygulanması, mine dokusunu onarır.” dedi.

    Son olarak, havuzların aslında masum olmadığını belirten Özkan, diş minesindeki erozyonun sessiz bir şekilde ilerlediği konusunda uyardı. “Sıklıkla havuza girenlerin dişlerinin, suyun içindeki asitlerle savaştığını unutmayın.” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Özkan, bu sağlık sorununun sadece bireyleri etkilemediğinin, toplum sağlığını da tehdit ettiğinin altını çizerek, farkındalığın önemine dikkat çekti.