Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Göz Muayenesi: Beyin Sağlığının Değerlendirilmesinde Kritik Rol Üstleniyor

    Medicana Sağlık Grubu’ndan Uzman Dr. Hatice Şap, göz muayenesinin görme sağlığıyla birlikte beyin fonksiyonları için de hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Göz, beynin dışarıdan görülen tek parçası olması nedeniyle nörolojik hastalıkların erken teşhisinde kritik rol oynuyor. Özellikle Alzheimer hastalığına dair retina üzerindeki bulguların değerli olduğunu vurguladı.

    Medicana Sağlık Grubu'ndan Uzman Dr. Hatice Şap, göz muayenesinin görme

    **Göz Muayenesi: Beyin Sağlığı İçin Hayati Öneme Sahip**

    Göz, sinir sistemi ile doğrudan bağlantısı olan tek organ olarak, genellikle beynin dışarıdan görmekte olduğumuz en belirgin parçası olarak tanımlanıyor. Medicana Sağlık Grubu’ndan Uzman Dr. Hatice Şap, göz muayenesinin yalnızca görme sağlığı açısından değil, aynı zamanda beyin işlevlerinin değerlendirilmesi açısından da son derece önemli olduğunu ifade ediyor.

    **Göz: Beynin Bir Uzantısı**

    Özel konumu itibarıyla göz, yalnızca bir görme organı değil, aynı zamanda beynin dışarıdan görülebilen tek bölümünü oluşturuyor. Embriyonik evrede gözün ön beyinden (diensefalon) gelişimi, gözdeki sinir dokusunun “beynin bir uzantısı” olmasına neden olduğunu belirten Uzman Dr. Hatice Şap, göz muayenesinin, nörolojik hastalıkların teşhisinde kritik bir rol oynadığını vurguladı.

    **Göz Dibi Muayenesi: Nörolojik Sağlık İçin Anahtar**

    Göz dibi muayenesinin, nörologların beyinle ilgili birçok hastalık hakkında erken ve değerli bilgiler elde etmesi için en önemli tanı yöntemlerinden biri olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Hatice Şap, gözün bu bakımdan nörolojik değerlendirmelerde vazgeçilmez bir yer tuttuğunu belirtti. Uzun süreli diyabet hastalığı olan bireylerde meydana gelen küçük damar hasarları gözlemlenebiliyor. Buna bağlı olarak, gözde görülen “atılmış pamuk görünümü” gibi bulgular, beyinde de sessiz damarsal hasarların varlığına işaret edebilir. Ayrıca, beyin içindeki kitlelerin veya diğer patolojik durumların, görme sinirindeki ödemle sonuçlanabileceğine dikkat çekti. Bu tür bulgular, hastalarda baş ağrısı ve bulanık görme gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Göz dibindeki optik sinir ödeminin tespiti, nörolojik açıdan kritik öneme sahiptir.

    **Kafa İçi Basınç Artışı Göz Muayenesiyle Tespit Edilebilir**

    Göz muayenesi ile kafa içi basınç artışının da tespit edilebileceğini kaydeden Dr. Şap, “Tıpkı kolumuzdan ölçtüğümüz tansiyon gibi, gözdeki ödem ve solukluk gibi bulgularla kafa içi basıncını değerlendirebiliriz.” diye konuştu. Bahsi geçen bulgular, hastanın beyin görüntülemesi ile birlikte değerlendirilir ve yapısal bir neden yoksa “intrakraniyal hipertansiyon” tanısı konularak tedavi süreci başlatılır. Tedavinin etkisi ise göz muayenesindeki bulgular aracılığıyla takip edilir.

    **Göz Hareketlerindeki Bozukluklar: Beyin Sinirlerinden Gelen İpuçları**

    Uzman Dr. Hatice Şap, göz hareketlerindeki sorunların göz kaslarını yöneten beyin sinirlerinin etkilenmiş olabileceğine işaret ettiğini ifade etti. Bu bulgular, beynin hangi bölgesinde problem olabileceğine dair önemli bilgiler sunabilir.

    **Alzheimer İçin Göz Tarama Teknikleri Umut Potansiyeli Taşıyor**

    Son dönemdeki araştırmalar, Alzheimer hastalığının göz dibi muayenesi ile henüz bilişsel belirtiler başlamadan tespit edilebileceğini ortaya koyuyor. Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Hatice Şap, retina üzerinden elde edilen erken bulguların hastalığın seyrini değiştirebilecek denli kıymetli olduğunu belirtti. Göz, beynimizin dış dünyaya açılan penceresi olduğu için, nörolojik değerlendirmelerde önemli bir muayene alanı olarak değerlendiriliyor.