Trabzon’da olanları izleyenler, niye spor yazmıyorsun sorusuna aylardır verdiğim yanıtın nedenini de görmüş oldular herhalde. Sene başından beri “Spor programı yapmayacak mısın, spor yazmayacak mısın, Galatasaray doğranıyor niye sessiz kalıyorsun” gibi sorularla yüzlerce, belki de binlerce kere karşı karşıya kaldım.

Her seferinde de “Türk sporu, özellikle de Türk futbolu iyiye gitmiyor. Bu yönetim anlayışı ile, bu yönetimlerden aldığı avantalar karşılığı yazı yazarak kendi spor yazar yazarı zanneden tipler ile, bu spor programından başka her şeye benzeyen soytarılıkların popüler olduğu yerde, bu kazanmak için her şeyi mübah gören ve sürekli nifak tohumları eken kulüp yöneticilerinin spor adamı diye dolaştığı yerde, şampiyonluk uğruna ülkeyi iç savaşa sürüklemekten kaçınmayacak bir şımarıklığın hüküm sürüp, her şeyi satın alarak susturduğu yerde, kimi kulüp başkanının siyasetçiler tarafından okşandığı, kimi kulüp başkanın da Cumhurbaşkanı’ndan şampiyonluk dilendiği yerde benim işim olmaz. Bu benim anladığım, bildiğim futbol değil” dedim.

Ne kadar haklı olduğum dün gece Trabzon’da ortaya çıktı mı, çıkmadı mı!

Hafta sonunu, sağlam Fenerbahçeli bir dostumuzun evinde geçirdik.

5 Fenerbahçeli ve 2 Galatasaraylı.

Yılların dostları.

Bir gün bile birbirimizi öbür camia ya da malum camia diye görmeyen arkadaşlar.

Tam aksine biri olmadan diğerinin hiçbir anlamı olmayacağını bilen dostlar.

Önce birlikte Kasımpaşa-Galatasaray maçını izledik.

Sonra Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasını.

Ve sonrasındaki meydan savaşını.

Şimdi tüm Türkiye bu maçı ve sonrasında olanları konuşacak.

Yine taraflar bölünecek.

Yine gerçekler göz ardı edilecek, olayların nasıl ve neden meydana geldiği hiç konuşulmayacak, bu rezaletin nasıl başladığı, neden başladığı kimsenin umurunda olmayacak, rezil futbol federasyonunun bu işteki hataları görmezden gelinecek, hakemin basiretsizliği Erman Toroğlu dışında kimse tarafından gündeme getirilmeyecek.

Yine algılar üzerinden bir oyun tezgahlanacak.

Şimdi sorarım size.

Sizin adına futbol, benim ise rezillik dediğim şeyi aklı başında biri niye izlesin, niye yazsın.

Şu giderek ruhu kararan ülkede, belki de halkın tek eğlencesini bu hale getirmeyi kim kendinde hak gördü bilmiyorum.

Bu yaz Avrupa Şampiyonası’na gidecek bir ülkenin ligi bu olmamalıydı.

Ligi de, Türkiye’yi de bu hale getirenler utansın.

Federasyonundan, kulüp yöneticisine. 

Ve tabii onları oralara getirenlere, tutanlara, adam zannedenlere… 

NOT: Bu arada artık futbol takımı ile pek ilgilenmesem ve umurumda olmasa da mensubu olduğum camiaya hakaret eden densiz tiplere de sessiz kalamam. Onlara layık oldukları yanıtı vermek için ligin bitmesini bekliyorum ki, yanıtım şampiyonluk gibi basit ve sıradan bir şeyle ilgili zannedilmesin. Lig bitip, ucuz kavgalar bitince hak eden hak ettiği yanıtı fazlası ile alacak. 

devamını okumak isteyenler için link: