Fatih Altaylı'nın 25 Mart 2024 tarihli yazısından alıntıdır.

Rusya’daki kan dondurucu saldırı, bizim açımızdan daha da ürkütücü hale geldi.

140 kişinin öldürüldüğü saldırıdan sonra önce sanıklardan biri, sonra da diğerleri yakalandı.

Rusya yakaladığı katillerin Ukrayna ya da Ukrayna’yı destekleyen ülkeler ile bağlantılarını araştırıyor.

Bizim ürkmemize neden olan ise ilk yakalanan sanık ile ilgili bildiklerimiz, öğrendiklerimiz ve sanığın söyledikleri.

Tacik teröristin itiraflarını duyunca, her Türk vatandaşının içini bir korkunun kaplaması gerek.

Rus kaynaklarından gelen bilgilere göre terörist Dalerdjon Mirzoyev, saldırıdan önce Türkiye’de bulunduğunu, 4 Mart’ta Türkiye’den Rusya’ya gittiğini, saldırı talimatının kendisine Türkiye’de verildiğini anlatmış.

Tacik terörist, 140’ı aşkın kişinin öldürüldüğü saldırıyı yapmak için 4 bin 500 dolar aldığını da söylemiş. Eyleme katılması için kendisini yönlendirenin de Türkiye’deki bir vaiz yardımcısı olduğunu anlatmış.

Rus istihbaratı bilgi verir, o şerefsiz Türkiye’de ise hâlâ yakalanır ama benim derdim o değil.

Düşünsenize, adam başı 32 dolara katliam yapmaya hazır birtakım adamlar aramızda yaşıyor.

Kevgire dönmüş sınırlarımızdan içeri giriyor, aramızda dolaşıyor, cinayet emiri alınca gidiyor, paçayı kurtarırsa muhtemelen yine aramıza karışacaktı.

Ben mi paranoyağım siz mi çok umursamazsınız bilmiyorum ama bu durum beni gerçekten korkutuyor.

Düşünsenize, İstanbul’da bu tiplerin yoğunlukla yaşadığı bir bölgede oturuyorsunuz.

Fatih’te, Esenyurt’ta yaşıyorsunuz.

Ve her gün gördüğünüz, bazen selamlaştığınız, hatta belki yardım ettiğiniz yan komşunuz 4500 dolara 140 kişiyi öldürebilecek birisi.

Yolda çarptığınız, trafikte tartıştığınız, pide kuyruğunda önünüze geçti diye posta koyduğunuz adam 32 dolara cinayet işleyecek birisiymiş meğer.

Bu olasılık sizi ürkütmüyor mu!

Bu adamlar belki bindiğiniz korsan taksinin şoförü, belki evinize gelen badanacı, mahallenizde açılan kayıt dışı marketin sahibi ya da tezgahtarı.

Bunlar hiç uzak olasılıklar değil.

Ortadoğu’nun terörist deposu haline getirilmiş komşunuzla sınırınız kevgire dönmüş ise, Afganistan’ın ve Orta Asya’nın ipini koparanı elini kolunu sallayarak, sınırdaki güvenlik güçlerine el sallamak suretiyle Doğu sınırından içeri girip İstanbul’a kadar gelebiliyorsa, IŞİD’in askere alma bürosu olarak çalışan sözde birtakım dergilerin, gazetelerin şubeleri dört tarafta pıtrak gibi açılıyorsa ve bu tiplerin toplanma merkezi haline gelmişse bundan ürkmek değil, ürkmemek anormal olmaz mı!

Bakın bu ülkede 40 yıl sözde etnik bir terör örgütü bu ülkeyi oluşturan kimlikleri birbirine düşürmek için uğraştı olmadı.

Bu ülkede mezhep üzerinden bir çatışma yaratılmak için her türlü zemin arandı olmadı.

Bu memleketin yaşayanları, bir imparatorluk bakiyesi olarak asla birbirlerine düşmediler.

Ve baktılar ki, biz asla birbirimizi yemiyoruz.

Bu konuda tecrübeli olanları dışardan getirdiler.

Adam başı 32 dolara katliam yapmaya hazır olan bir güruhu aramıza soktular.

Siz bundan korkmuyor ve hatta normal buluyorsanız benim diyecek sözüm yok.

Ya efsunlanmışsınızdır ya da çok cesur…

Bir diğer olasılık daha var ama onu ben söylemeyeyim.

DEVAMI

Yıllar önce birisi zaten söylemişti.