Eskişehir Şehir Hastanesi Obezite Merkezi, sağlıklı yaşam koşulları ve beslenme alışkanlıklarında köklü değişikler yaparak obezite sorununu kalıcı bir şekilde çözmeyi amaçlıyor. Son altı yılda 676 hastayı toplamda 7 ton kilo kaybıyla başarılı bir şekilde programdan mezun eden bu merkez, bireylerin yaşam kalitelerini artırmaya yardımcı olmaktadır.
Günümüzde obezite, sigaradan sonra önlenebilir ölümlerin en büyük ikinci sebebi olarak dikkat çekiyor. Kalp-damar hastalıkları, diyabet, kanser gibi birçok sağlık sorununun altında yatan obezite, bireylerin yaşam kalitesini düşürmekte ve ömrü kısaltmaktadır. Dünya genelinde “pandemi” vaziyetine erişen bu sağlık problemi ile başa çıkmak amacıyla 5 Aralık 2018 tarihinden itibaren Eskişehir Şehir Hastanesi Obezite Merkezi hizmet vermekte. Merkez, cerrahi yöntem olmaksızın sağlıklı yaşam önerileriyle 2024 yılında 98 bireyin 1 ton, son altı yılda ise toplam 676 bireyin 7 ton kilo kaybetmesine olanak tanıdı.
Obezite ile mücadelenin en önemli yönlerinden birinin çevresel etkenler olduğunu belirten merkez sorumlu hekimi, Spor Uzmanı Uzm. Dr. Ahsen Oğul, gerçekçi hedeflerle obeziteye bağlı sağlık sorunlarının ve ölüm risklerinin azaltılmasının yanı sıra bireylere dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırmaya yönelik çalışmalar yürüttüklerini aktardı. Vücut ağırlığında %10’luk bir azalma, obezitenin beraberinde getirdiği sağlık sorunlarıyla baş etmede önemli bir avantaj sağladığını vurguladı. Oğul, “Çevresel değişikliklerin sağlanması obeziteyle mücadelenin anahtarıdır. Çünkü bu durum yalnızca bireylerle sınırlı kalamaz; hastaların çevresel baskılar nedeniyle tedavi süreçleri yarım kalabilir. Verdiğimiz eğitimleri genişleterek bireyleri toplumda daha etkili kılmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Diyetisyen Zeynep Zengin, Obezite Merkezi’nde yeme davranışlarına yoğunlaşıldığını belirterek, obezitenin yalnızca görünür kısmını ele almanın yeterli olmadığını, asıl sorunun yeme alışkanlıkları ve davranışlarının değişimi olduğunu altını çizdi. Eğitimlerin, hangi yiyeceklerin, ne zaman tüketileceğine değil, aynı zamanda nasıl ve neden tüketildiğine odaklandığını söyledi. Obezite oranlarının düşürülmesi adına yeme alışkanlığına dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Psikolog Ümmügülsüm Semerci ise obezitenin psikolojik etkilerinin de göz ardı edilemeyeceğinin altını çizerek, “Duygusal açlık durumunda kilo vermek zordur ve verilen kiloların geri alınabileceği unutulmamalıdır.” dedi. Günlük yaşam tarzının, kültürel unsurların ve davranışların kilo verme sürecini etkilediğini belirten Semerci, hastaların kendilerini kontrol edebilme becerisinin kazandırılmasının önemini vurguladı.
Eskişehir Şehir Hastanesi Obezite Merkezi, Fizyoterapist Feride Çatal’ın söylediklerine göre, hareketsiz yaşam tarzının obezitenin en önemli nedenlerinden birini oluşturduğunu ifade etti. Haftada en az 150 dakikalık aerobik egzersiz öneren Çatal, obezitenin tedavisi için ise 250-300 dakikalık egzersiz ile kuvvet ve esneklik uygulamalarına vurgu yaptı.
Cerrahi Müdahale Uzmanı Uzm. Dr. İhsan Burak Karakaya, obezite cerrahisinin günümüzde yaygınlaştığına dikkat çekerek, merkezlerinde uzun süreli destekle hastaların en sağlıklı şekilde ilerlemelerini sağladıklarını aktardı.
Merkezle tanışmanın bir eş sayesinde gerçekleştiğini belirten Emrah Özkaner, burada aldıkları kısa süreli destek ve profesyonel yaklaşım sayesin yaklaşık 20-25 kg kaybettiğini ifade ederek, diğer bireylere de başvurmalarını önerdi.
Meltem Doğan ise pandemiye rağmen Obezite Merkezi’nin izlemeye devam ettiğini aktararak, buradan aldığı destekle 50 kg vermenin mutluluğunu yaşadığını, kendiyle barıştığını ve yaşam sevincini geri kazandığını paylaşarak teşekkür ettiği sözleriyle Duygularını dile getirdi.
Hüdaiye Erenoğlu, merkezde sağlıklı beslenmeyi öğrenirken aynı zamanda psikolojik ve duygusal değişimler yaşadığını, kendine sınır koymayı ve hayatında kendisine yer açmayı başardığını belirterek, Obezite Merkezi’ne yaptığı minneti ifade etti.
