İngilizceyi Sınav Değil, Dil Olarak Görmeliyiz
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim görevlisi Ersin Ateş, dünyanın birçok ülkesinde ortak dil olarak kabul edilen İngilizcenin Türkiye’deki öğrenim ve kullanım durumu üzerine önemli noktalar paylaştı. Ateş, 2024 yılına ait EF İngilizce Yeterlilik Endeksi verilerinin ışığında, “İngilizceyi bir ders olarak değil, gerçek bir iletişim dili olarak değerlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin İngilizce yeterlilik sıralamasında 497 puanla 116 ülke arasında 65. sırada yer aldığı ve Avrupa’da 34 ülke arasında sondan ikinci olduğu gözlemlendi. Ateş, Türkiye’nin düşük sıralardaki yerinin arkasında yatan sebeplerden bahsederken, “En önemli nedenlerden biri, İngilizceyi öğrenme amacımızın genellikle sınav geçme kaygısıyla sınırlı olmasıdır. Biz dil öğrenmeye, ders gibi yaklaşıyoruz. Bu da bizi konuşma ve yazma gibi üretken becerilerden uzak tutuyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bu tür araştırmalarda geride kalmasının temel sebeplerinden biri bu” diye ekledi.
Geleceğe Dönük Yurt Dışı Hedefleri
Ateş ayrıca, Türkiye’de gençlerin yurt dışında eğitim alma arzularının arttığını belirterek, “Son yıllarda insanlar daha fazla yurt dışı hedefi gütmeye başladılar. Ekonomik durum ve diğer faktörler, gençleri yurtdışında eğitim ve hayat kurma isteğiyle motive ediyor. Bu da Türkiye’nin sıralamalarda ilerlemesine katkı sağlayabilir” dedi. Özellikle Hollanda’nın örneğini veren Ateş, “Hollanda gibi gelişmiş, küçük nüfuslu ülkelerde İngilizce bilme oranları yüksek. Burada dil öğreniminin doğal bir hedef olarak görülmesi önemli” dedi.
İngilizce Eğitiminin Kalitesi ve Sürekliliği
2014 yılından itibaren İngilizce eğitiminin ilkokul seviyesinden başladığını belirten Ateş, “Ancak bu durumun tek başına yeterli olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan süreklilik ve eğitim kalitesidir. Eğer dil eğitimi alımı yapılırken, ders tamamlandıktan sonra bu eğitim tamamen durursa, öğrendiklerimizin kalıcı olması pek mümkün değil. Bu nedenle eğitim programlarının düzgün hazırlanması ve devamlı olarak öğrencilere dil eğitimi verilmesi gerekmektedir” sözlerine yer verdi.
Öğretim Sisteminde Yapısal Eksiklikler
Türkiye’deki İngilizce öğretmenleri konusunda da görüşlerini paylaşan Ateş, “Öğretmenlerimiz genellikle kaliteli ve öğrencilerine destek olan bireyler. Ancak burada sorun öğretmenlerde değil, eğitim sistemindedir. Başarılı ülkelerde geri bildirim mekanizması çok önemlidir. Öğretmenler, süreç içinde kendilerini ve sistemi değerlendirip, eksik alanları tespit ediyorlar. Bu bağlamda hem milli eğitim hem de yükseköğretimde bu duruma odaklanmamız gerekiyor” dedi.
Bireysel Maruziyetin Önemi
Son olarak, Türkiye’nin İngilizce öğrenimindeki sorunlarına çözüm önerilerini sıralayan Ateş, “Sürekli eğitime odaklanmanın yanı sıra, yazma ve konuşma becerilerine daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Öğrencileri İngilizceye daha fazla maruz bırakacak ortamlar yaratmak şart. Gramer ağırlıklı eğitimden çıkmalı ve bireylerin dil öğrenmeleri için gereken imkanları sunmalıyız” şeklinde konuştu.
ESKİŞEHİR ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEK OKULU ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ERSİN ATEŞ, GÜNÜMÜZDE ORTAK DİL OLARAK KABUL EDİLEN İNGİLİZCE’NİN TÜRKİYE’DE ÖĞRENİLMESİ VE KULLANILMASINDA, EF İNGİLİZCE YETERLİLİK ENDEKSİ 2024 VERİLERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ BELİRTTİ.