Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi, Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, yıl boyunca yurt içi ve dışında katıldığı programlarda başta Gazze olmak üzere sıfır atık, ailenin önemi ve çocuk haklarının korunması gibi konularda farkındalığı artırmak için çalıştı.
Emine Erdoğan, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da başta Gazze’de yaşanan durum olmak üzere, sıfır atık konusuyla ilgili yurt içi ve dışında yoğun faaliyetlerde bulundu. Bunun yanı sıra, Gazze’deki soykırıma ilişkin ulusal ve uluslararası kamuoyunun farkındalığını artırmak ve zulmün sona ermesi için yıl boyunca faaliyetlerini sürdürdü. Vatikan’da 2 Temmuz’da Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüşen Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya “Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı” çağrısında bulundu. Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemine de değindi.
Melania Trump’a Gazze mektubu
Emine Erdoğan, 23 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a, Ukrayna’daki savaş için gösterdiği hassasiyeti Gazze’deki insani kriz için de göstermesi yönünde bir mektup gönderdi. Gazze’nin tarihte benzeri görülmemiş zalimliklere ve çağın en acı soykırımına sahne olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, mektubunda BM Çocuk Fonu’nun, 45 dakikada bir çocuğun öldürüldüğü Gazze’yi, yerin üstünü çocuklar için bir “cehenneme”, yerin altınıysa bir “çocuk mezarlığına” benzettiğini aktardı. Emine Erdoğan, kahkahaları susturulanların yalnızca Ukrayna’nın çocukları olmadığını, Filistin’in çocuklarının da aynı neşeyi, özgürlüğü ve onurlu geleceği hak ettiğini belirtirken, “Gazze’deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü çağrınızı içeren bir mektubu da İsrail Başbakanı Netanyahu’ya göndermeniz son derece anlamlı olacaktır” ifadelerini kullandı.
İspanya’nın Ankara Büyükelçiliği ve Muğla Fahri Konsolosluğunca, 8 Ekim’de CSO Tarihi Salon’da, flamenko gösterisinin de yer aldığı “Rüzgar Gibi Özgür Filistin İçin Tek Yürek” yardım etkinliği düzenlendi. Tüm geliri Gazze halkına bağışlanacak etkinliğe katılan Emine Erdoğan, “Bu anlamlı etkinlikte, Filistinli kardeşlerimiz için buluştuk. Flamenko’nun zarafeti ve duygusu, Gazze’nin yaralı kalbine dokundu. Filistin’de devam eden soykırıma karşı sanatın birleştirici gücüyle bir araya gelip insanlığın vicdanına seslendik” dedi.
Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından 9 Aralık’ta düzenlenen “Soykırımın Kadın Tanıkları: Gazze’de Medya ve Direniş” programına katıldı. Programda, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin insanlığa gönül koyarak hayata veda ettiklerini vurgulayan Emine Erdoğan, “O nedenle haksızlığa, yalana, adaletsizliğe, ayrımcılığa, soykırıma ve cümle kötülüğe savaş açmak hepimizin en meşru savaşıdır” dedi.
İsrail ve onların enformasyon şiddetine ortak olan medya kuruluşlarıyla dünya kamuoyunun sıklıkla manipüle edildiğini ifade eden Emine Erdoğan, “Ne acı ki, dünyanın birçok yerinde bu yalanlara inanarak soykırıma alkış tutanlar oldu. Artık demokrasi ve insan hakları gibi evrensel değerlerin, ötekileştirilenler söz konusu olduğunda yalnızca bir tekerlemeden ibaret olduğunu biliyoruz. İnanıyorum ki biz hakikatin ışığını yansıttıkça bugün Gazze’nin üstüne çöken karanlık, yarın insanlığın topyekun direnişiyle inşallah aydınlığa dönüşecektir” şeklinde konuştu.
Emine Erdoğan, Gazze’de İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan “Hind Rajab’ın Sesi” filminin 16 Aralık’ta Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki gösterimine katıldı. Filme ilişkin “Gazze’de acımasızca hayattan koparılan 6 yaşındaki Hind Rajab’ın sesi, tüm dünyanın duyduğu ama kimsenin cevaplamadığı bir imdat çığlığıydı. O çığlığın karanlıkta kaybolmasına izin vermeyen, vicdanları uyandıran, hafızaları diri tutan ’Hind Rajab’ın Sesi’ filmini boğazımızda düğümlenen bir acıyla izledik. Yavrumuzu ve şehit düşen tüm Filistinli kardeşlerimizi rahmetle anıyorum” diye konuştu.
Emine Erdoğan, 26 Aralık’ta Kalyon Vakfı ve Türk Kızılay işbirliğiyle, Gazze’de yıkımın içinden doğan vakur direnişi sanatın diliyle görünür kılmayı hedefleyen “Kalanlar” Filistin Sergisi’nin açılışına katıldı. Programda, “Bizim televizyon ekranlarına yansıdığında bakmakta dahi zorlandığımız bu yakıcı acıların merkezinde yaşayan Filistinliler, dipdiri bir imanla ’Allah bize yeter. O ne güzel vekildir’ diyorlar. Bu nedenle hala boyunlarında evlerinin anahtarlarını taşıyorlar. O anahtarlarla bir gün yeniden evlerinin kapılarını açmak için sabrediyorlar. Küllerinden doğacak bir Gazze’ye inanıyorlar. Biz de inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Filistin’i savunmanın, Filistinliler kadar tüm insanlığı, onu ayakta tutan değerleri ve en başta da insan kalma hakkını savunmak anlamına geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Uluslararası topluma şu gerçeğin çok iyi anlatılması gerekir, eğer bugün çocuklara kurşun sıkılabiliyorsa, açlığa mahkum edilen bebekler ağlamaktan katılıyorsa, kadınlar yoksulluk ve çaresizlik içinde çırpınıyorsa, hastalar ilaçsızlıktan ölüyorsa, erkekler İsrail zindanlarında ağza alınmayacak işkencelere maruz kalıyorsa ve tüm bunlar dünyanın gözü önünde olabiliyorsa, artık dünyada hiçbir insan güvende değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Sıfır atık, sürdürülebilirlik ve çevre kirliliği
Sıfır atık, sürdürülebilirlik ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konularda farkındalığı artırmayı hedefleyen Emine Erdoğan, bu kapsamda yurt içindeki programlara ev sahipliği yaptı, yurt dışında da çok sayıda programa katıldı. Bu yıl da çok sayıda lider eşi ve uluslararası üst düzey temsilciyle görüştü. Resmi temaslarda bulunmak üzere Pakistan’ın başkenti İslamabad’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden Emine Erdoğan, 13 Şubat’ta “Döngüsel Ekonominin İlerletilmesi: Sürdürülebilirlik İçin Pakistan-Türkiye Ortaklığı” etkinliğine katıldı. “Dönüşümsel Ekonomi ve Sıfır Atık” temasıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Emine Erdoğan, “Her alanda ekolojik dengeyi yeniden tesis edecek politikalar üretmeliyiz. Yapılacaklar listemizin en başında, döngüsel ekonomiyi bir an önce hayata geçirmek yer alıyor. Çünkü döngüsel ekonomi çevre dostudur. Daha az kaynak tüketir ve kaynakların önemli bir kısmını geri kazanmayı hedefler” şeklinde ifade etti.
Emine Erdoğan, BM’nin 30 Mart “Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği” sebebiyle gittiği New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü. Görüşmede, Emine Erdoğan, iklim krizi ve çevre sorunlarının ancak kolektif bir çabayla çözülebileceğini vurguladı. “Sıfır Atık” hareketini sadece bir çevre politikası olarak değil, insanlığın ortak geleceğini koruma sorumluluğu olarak gördüklerini belirtti. Guterres’in de katılımıyla BM Genel Kurulu’nda Türkiye’nin BM Daimi Temsilciliği, Sıfır Atık Vakfı, BM Çevre Programı ve BM-Habitat tarafından “Moda ve tekstilde sıfır atığa doğru” temasıyla düzenlenen 30 Mart “Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği”nde katılımcılara hitap etti.
Moda ve tekstil sektörünün çevre kirliliğinde çok yüksek bir payı olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, “O nedenle, biz de bu yılki kutlamalar için ’Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru’ temasını seçtik. Bunun sebebi, kullan-at merkezli bir anlayışın ne yazık ki sektörün ana karakteri haline gelmesidir. ’Yavaş ve sürdürülebilir modayı’ hayata geçirmek artık hepimiz için bir zorunluluktur” dedi. Emine Erdoğan, “30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü” dolayısıyla Türkiye’nin yurt dışında bulunan temsilciliklerinde yapılan özel etkinliklere de video mesaj gönderdi. Mesajında bu yıl “Uluslararası Sıfır Atık Günü”nün 3’üncü yılının kutlandığını belirten Emine Erdoğan, “Her bir saniyede, bir çöp kamyonu dolusu giysi yakılıyor ya da dünyanın atık depolama sahalarına gönderiliyor. Üzerimizden kolayca çıkarıp attığımız kıyafetleri, doğa üzerinden çıkarıp atamıyor” vurgusunu yaptı.
Halk, Sıfır Atık Enstitüsü kuruldu
Birleşmiş Milletler (BM), Sıfır Atık Vakfı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğinde 12 Mayıs’ta Sıfır Atık Enstitüsü kuruldu. Emine Erdoğan, Türkiye ve dünya için hayırlı olması dileğinde bulunduğu Enstitü’nün, çevre alanında Türkiye’nin ilk akademik yapılanmalarından biri olarak büyük bir sorumluluğu omuzladığını vurguladı. Sıfır Atık Vakfı, her türlü atığın, bilinçsiz su ve elektrik tüketiminin çevreye verdiği zararlara dikkati çekmek amacıyla 5 Haziran’da “Farkında mısın?” kampanyası başlattı.
Emine Erdoğan, Dünya Çevre Günü dolayısıyla hazırlanan kampanyaya ilişkin “Her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastik atık, göllere, nehirlere, denizlere ulaşıyor. Plastiklerin parçalanmasıyla oluşan mikroplastikler, gıdamıza, suyumuza, hatta soluduğumuz havaya sızıyor. Yani farkında olmadan canımıza karışıyor. Bugün bu vahim tabloya ’Dur’ demezsek, veriler, yakın gelecekte çevreye sızan plastik miktarının yüzde 50 artacağını söylüyor” açıklamasında bulundu.
Sıfır Atık hareketinin sadece bir proje değil, farkındalığın, vicdan eksenli ve bilinçli bir insanlığın yol haritası olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, “Tek yapmamız gereken, tamir ettirmek, dönüştürmek ve yeniden kullanmak. 5 Haziran Dünya Çevre Günü, hepimiz için bir milat olsun. Plastik kirliliğine karşı tek yürek mücadele edelim. Toprağın diliyle konuşalım, suyun çağrısına kulak verelim. Farkında olanlardan olalım. Zira gelecek, farkındalıkla yeşerecek” çağrısında bulundu.
Papa 14. Leo’dan “Sıfır Atık” hareketine destek istedi
Emine Erdoğan, Vatikan’da 2 Temmuz’da Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü. Görüşmede, Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğunu vurguladı. Kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları “Sıfır Atık” hareketinden Papa’ya bahseden Emine Erdoğan, iklim değişikliğiyle mücadele konusunun, Türkiye ile Vatikan arasında güçlü işbirliği potansiyeli taşıdığına inandığını belirtti. Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, BM bünyesinde kurumsallaşan “Sıfır Atık” hareketine destek vermesinin önemini iletti. Papa 14. Leo’nun da buna karşılık “Kesinlikle birlikte çalışma yolları bulmalıyız” dediği öğrenildi.
“Sıfır Atık Projemizin başlangıç noktası, insanlığa duyduğumuz sadakattir”
Emine Erdoğan, Vatikan’da Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde düzenlenen “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çok Taraflılık” başlığıyla düzenlenen konferansa da katıldı. Buradaki konuşmasında, Türkiye’nin 2017’de başlattığı ve bugün BM kararıyla küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık hareketine değinerek, “Sıfır Atık Projemizin başlangıç noktası, insanlığa duyduğumuz sadakattir. Biz bu meseleyi, çevresel bir sorumluluk olduğu kadar, toplumlar ve nesiller arası adaletin sağlanması için, başarıyla geçmemiz gereken bir sınav olarak da görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Geleneksel Türk mutfağının bilgeliği bile başlı başına bir sıfır atık yaşam modelidir”
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu dolayısıyla 21 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile New York’a gitti. Devlet ve hükümet başkanlarının eşlerini, himayesinde yürütülen “Anadoludakiler” projesi kapsamında Türkevi’nde düzenlediği “Anadoludakiler: Kapıların Ardındaki Hazineler” programında ağırlayan Emine Erdoğan, programda konuşma yaptı. Konuşmasında geleneksel Türk mutfağının tarladan tabağa uzanan bilgeliğinin bile başlı başına bir sıfır atık yaşam modeli olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, “Çünkü döngüsellik, Anadolu’da üretimin ve tüketimin kalbindedir. Bununla beraber son günlerde tüm dünyada gündemde olan etik üretim, ileri dönüşüm, sıfır atık, sürdürülebilir moda, doğal malzemeler ve kadın emeğinin desteklenmesi gibi yaklaşımların tamamı, yüzyıllardır Anadolu’da yaşatılmaktadır. Dolayısıyla sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin, adil ve barışçıl bir dünya geleceğinin, yerel kültürlerin yaşatılmasıyla doğrudan ilişkisi vardır” diye belirtti.
Emine Erdoğan, himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca New York’ta oluşturulan “Sıfır Atık Mavi-Damla Damla Sergisi”nin açılışını da yaptı. Programda konuşan Emine Erdoğan, “Ne mutlu ki Sıfır Atık, artık küresel bir harekettir” dedi. “Su, ortak yaşam kaynağımızdır” anlayışıyla 2019’da “Sıfır Atık Mavi” hareketini başlattıklarını hatırlatan Emine Erdoğan, “Bugüne kadar 285 bin ton deniz çöpünü yani 22 bin kamyon dolusu atığı kıyılarımızdan ve denizlerimizden uzaklaştırdık. 551 mavi bayraklı plajımızla, dünyanın en fazla mavi bayraklı plaja sahip üçüncü ülkesiyiz. Bununla da yetinmedik, 2023’te ’Su Verimliliği Kampanyası’nı başlattık. 2 milyardan fazla insanın güvenli içme suyuna erişemediği dünyamızda su verimliliği çalışmalarını insanlığa karşı bir görev addettik” ifadesini kullandı.
Sıfır atık aktörlerini “Uluslararası Sıfır Atık Forumu”nda buluşturdu
Onursal Başkanlığını Emine Erdoğan’ın yaptığı Sıfır Atık Vakfı tarafından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM-Habitat işbirliğiyle 17-19 Ekim’de “Sıfır Atık Hareketi: İnsan, Mekan,