Erdemliler Hareketi Derneği Diyarbakır Temsilcisi Atilla Kaymaz, kamu yönetiminin bir emanet olduğunu, ticaret alanı olmadığını vurguladı.
Erdemliler Hareketi Derneği Diyarbakır Temsilcisi Atilla Kaymaz, çürümenin bir günde başlamadığını, görmezden gelinerek, susarak ve alışarak başladığını belirtti. Kaymaz, “Önce vicdan sessizleşir, sonra adalet zayıflar, en sonunda devlet ile millet arasındaki güven bağı çözülür. Bugün yaşadığımız tam olarak budur. Kamu yönetimi bir emanettir, ticaret alanı değildir. Bu ilke tartışmaya açık değildir, yoruma kapalıdır, pazarlık konusu yapılamaz. Kamu yöneticileri görevli oldukları süre boyunca, görevlerinin dışında hiçbir durumda ticaret yapamazlar. Görevlerini, nüfuzlarını ve yetkilerini ticaret aracı olarak kullanamazlar. Haklı ya da haksız kazanç sağlamak amacıyla, bulundukları koltuk hiçbir şart altında ticaret için kullanılmamalıdır. Bu kural yalnızca atanmışlar için değil, milletimizin sandıktaki tercihiyle seçilen siyasetçiler için de aynen geçerlidir. Bir siyasetçi, hangi makamda olursa olsun, seçildiği yeri kendi bireysel ticaret alanına dönüştüremez ve dönüştürmemelidir. Sandık, zenginleşme yetkisi değildir. Makam, kişisel kazanç kapısı asla değildir. Biz bu ölçüyü yeni keşfetmedik. Bu toprakların hafızasında, devlet ahlakı çok daha derin ve çok daha nettir. Hz. Ömer’in cevabı, hala yol göstericidir: ‘Kamu yöneticileri, görevleri süresince zenginleşemezler.’ Bu söz, bir şahsa ait değildir, bir medeniyet ilkesidir. Bugün bizi çürüten şey yalnızca yolsuzluk değildir. Asıl çürüme, yolsuzluğu meşrulaştırma çabasıdır. ‘Herkes yapıyor’, ‘sistem böyle’, ‘ben yapmazsam başkası yapar’ diyerek vicdanı susturmak, çürümenin en tehlikeli halidir. Devlet, kanunlarla değil, ahlakla ayakta durur. Ahlak çökerse, en güçlü mevzuat bile kağıt üzerinde kalır. Bu yazı makamı emanet bilenlere selam, makamı fırsata çevirenlere ise açık bir ikazdır. Artık kendimize şu soruyu dürüstçe sormak zorundayız; neden çürüyoruz? Çünkü emaneti unuttuk, çünkü hesabı erteledik, çünkü vicdanı susturduk. Ama hala geç değil. Yeter ki aynaya bakacak cesaretimiz olsun.” dedi.
İhlas Haber Ajansı