Dişlerin renklenmesi, kişinin genetik yapısı, yaşı, beslenme alışkanlıkları ve ağız hijyeni gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Tuğba Toz Akalın, “Dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak, diş ipi kullanmak, renklendirici yiyecek ve içecekleri azaltmak, sigara ve tütün ürünlerinden sakınmak, düzenli diş hekimi kontrollerine gitmek ve beyazlatıcı diş macunlarını doğru bir şekilde kullanmak, bu sorunla başa çıkmak için etkilidir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Diş renklenmeleri, günümüzde estetik kaygılar ve hastaların talepleri doğrultusunda diş hekimine olan başvuruların artmasında önemli bir rol oynamaktadır. Prof. Dr. Tuğba Toz Akalın, bu konuda bilgi vererek, dikkat edilmesi gereken noktaları aktardı.
Genetik etmenlerin diş renklenmesinde etkili olabileceği bilgisini veren Akalın, kötü ağız hijyeni, sigara kullanımı ve renklendirici gıdaların tüketilmesinin dişlerin daha çabuk renk almasına sebep olabileceğini vurguladı.
Diş renklenmelerinin, iç ve dış kaynaklı olarak iki ana gruba ayrıldığını belirten Prof. Dr. Akalın, dış etkenlerin gıda ve içeceklerde bulunan pigmentler ile tütün kullanımı gibi durumlar olduğunu, iç etkenlerin ise genetik faktörler, bazı hastalıklar, ilaç kullanımı ve diş travmalarından kaynaklandığını ifade etti.
Özellikle çay, kahve, asitli içecekler ve koyu meyve sularının dişlerde renk değişimlerine yol açtığını belirten Prof. Dr. Akalın, bu tür maddelerin diş minesine nüfuz ederek renklenmelere neden olduğunu söyledi. Yüksek asidik gıdaların da diş minesine zarar verip renklenmeyi artırabileceği uyarısında bulundu.
Diş beyazlatma işleminin köklü yöntemlerle gerçekleştirilebileceğini belirten Akalın, diş hekimi tarafından uygulanan ofis tipi beyazlatıcılar veya evde hekim gözetiminde kullanılabilen beyazlatma plaklarıyla bu sürecin sağlandığını açıkladı. Hedefin, hidrojen peroksit veya karbamid peroksit gibi beyazlatıcı maddelerle renk değişimlerinin ortadan kaldırılarak dişlere estetik bir görünüm kazandırmak olduğunu ifade etti.
Kalıcı beyazlık elde etmek için birkaç seans gerektiğini belirten Prof. Dr. Akalın, profesyonel beyazlatma uygulamalarının genellikle 45 dakika ila 2 saat arasında sürdüğünü ve etkili sonuçlar için birden fazla seansın faydalı olabileceğini açıkladı. Ev tipi beyazlatıcılar ile bu sürecin iki ila dört hafta arasında tamamlanabileceğini ve her iki yaklaşımın kombinasyonunun çoğu diş hekimi tarafından önerildiğini belirtti. Beyazlatma işleminin etkisinin, kullanılan beyazlatıcı maddelerin konsantrasyonuna bağlı olduğunu da ekledi.
Prof. Dr. Akalın, beyazlatma sürecindeki en büyük hatalardan birinin kontrolsüz beyazlatıcıların aşırı kullanımına dikkat çekerek, bunun diş minesine zarar verebileceğini ve uzun vadede hassasiyet sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Uygulama sonrası renklenmelerin önlenmesi için ilk 48 saat boyunca renkli yiyeceklerden ve asidik içeceklerden kaçınılması gerektiğini, ayrıca ağız hijyenine özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak, beyazlatma sonrası diş bakımı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Akalın, düzenli diş hekimi ziyaretlerinin beyazlatma etkisini uzatacağını, mine dokusunun korunması için florür içeren diş macunlarının kullanılmasını ve aşındırıcı diş macunlarından kaçınılması gerektiğini belirtti. Diş hekimlerinin önerdiği bakım ürünlerini kullanmanın da faydalı olacağını ekledi.