Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diş Hekiminde Öğürme Refleksi, Hastaların Tedavi Sürecini Olumsuz Etkiliyor

Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, diş hekimliğinde %15 hastada görülen aşırı öğürme refleksinin, diş tedavilerinde sorun yarattığını belirtti. Özkan, bu durumun gut hastalarında bağırsak-beyin ilişkisiyle ilgili olduğunu vurguladı. Hekim, lazer tedavisi ve sessiz cihazlar kullanarak öğürmeyi %83 oranında azaltmanın mümkün olduğunu açıkladı.

Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, diş hekimliğinde %15 hastada görülen

Diş Tedavisinde Öğürme Refleksi Sorunu

Uzman Diş Hekimi Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, diş hekimliğinde hastaların %15’inde görülen şiddetli öğürme refleksinin, birçok diş tedavisinin yarım kalmasına neden olduğunu belirtti. Bu sorunun sıklıkla yalnızca psikolojik bir durum olmayabileceğini ifade eden Özkan, “Gut hastalığı gibi bazı durumlardaki ürik asit kristalleri, vagus siniri aracılığıyla beyin sapındaki öğürme merkezini uyararak, diş koltuğunda istenmeyen öğürme krizlerine yol açabiliyor. Durum, bağırsak-beyin ekseniyle doğrudan ilgilidir” dedi.

Öğürme Refleksi Nasıl Gelişiyor?

Özkan, öğürme refleksinin, dil kökü, yumuşak damak ve boğaz gibi bölgelerin istem dışı uyarılmasından kaynaklanan doğal bir koruma mekanizması olduğunu dile getirerek, aşırı duyarlı bireylerde bu durumun tedavinin yarıda kalması, kusma ve nefes darlığı gibi panik hissiyatlarına yol açabileceğini vurguladı. Ayrıca, diş hekimi korkusunun kalıcı hale gelebileceğini ve diş sağlığı sorunlarının artabileceğini ifade etti.

Öğürmeyi Tetikleyen Faktörler

Özkan’a göre öğürme refleksini etkileyen başlıca faktörler arasında bağırsak-beyin ekseni, nörolojik ve anatomik duyarlılık yer almaktadır. Özellikle bazı bireylerde yumuşak damak ve dil kökü sinirlerinin aşırı hassas olması basit bir temasın bile refleksi tetiklemesine neden olabiliyor.

Etkili Çözüm Yöntemleri

Prof. Dr. Özkan, bu durumu aşmak için beş etkili yöntem önerdi:

1. **Temassız lazer destekli tedavi**: Minimum fiziksel temas ile kanamasız bir ortam sağlanır; bu sayede hastaların korkusu azalır.

2. **Sessiz motorlu el aletleri**: Düşük desibelli cihazlar kullanarak işlem sırasında sessiz bir ortam oluşturulur, bu da hastanın kaygısını azaltır.

3. **Blok anestezi**: Dil kökü ve yumuşak damaktaki ağrı ve öğürme refleksi bölgesel anestezi ile baskılanır.

4. **Dil ekartasyonu ve ağız açıklığında sınırlama**: Dilde baskı uygulanmadan kontrollü bir şekilde tedavi yapılır.

5. **Dinlendirme protokolü**: Seanslar arasında dinlendirme uygulayarak çene eklemi korunur ve stresi azaltıcı önlemler alınır.

Özkan, tedavi öncesinde hastaların hafif bir öğünle gelselerinin, derin nefes almayı öğrenmelerinin ve kaygılarını hekimle paylaşmalarının gerekli olduğunu belirtti. Ayrıca, seans sırasında burundan nefes almanın önemine dikkat çekti.

Öğürme Refleksi Artık Diş Tedavisinin Önünde Engel Değil

Sonuç olarak, Prof. Dr. Özkan, lazer destekli işlemlerin, sessiz cihazların, narin el aletlerinin ve kişiselleştirilmiş tedavi protokollerinin, öğürme refleksini %83’e kadar baskılayabildiğini belirtti. Bu sayede diş tedavileri tek seansta tamamlanabilmekte ve diş hekimi korkusu sona ermekte.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı