Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Büyükşehir Akademi Güz Dönemi Felsefe Atölyesi’nde Rönesans ve Tasavvuf Aşkının Benzerlikleri Ele Alındı

Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Büyükşehir Akademi Güz Dönemi’nde, Prof. Dr. Cengiz Çakmak, Felsefe Atölyesi’nde Rönesans Dönemi’nde Hümanizma ve tasavvuf aşkı arasındaki benzerleri ele aldı. Program Ofis Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Büyükşehir Akademi Güz Dönemi'nde, Prof. Dr.

Büyükşehir Akademi Güz Dönemi Felsefe Atölyesi Gerçekleşti

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen Büyükşehir Akademi Güz Dönemi etkinlikleri, Felsefe Atölyesi ile devam etti. Bu atölyeye katılan Prof. Dr. Cengiz Çakmak, Rönesans Dönemi’ndeki Hümanizma akımında aşk kavramının, tasavvufi aşk ile olan benzerliklerine vurgu yaptı.

Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın Etkinliği

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından sürdürülen Büyükşehir Akademi güz dönemi dersleri hız kesmeden devam ediyor. Son olarak Felsefe Atölyesi ile başlayan eğitim programında, Prof. Dr. Cengiz Çakmak dinleyicilere hitap etti. Ofis Sanat Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin, akademisyenler ve katılımcılar da eşlik etti. Atölyede, Rönesans dönemindeki Hümanizma felsefesi üzerinde durularak, aşk kavramının tasavvuf aşkı ile ilişkisi masaya yatırıldı.

Prof. Dr. Çakmak’ın Değerlendirmeleri

Tanınmış akademisyen Prof. Dr. Cengiz Çakmak, etkinlikte yaptığı konuşmada, “Rönesans döneminde hümanizma akımının önünü açan üç önemli filozof var: Ficino, Mirandola ve Manetti. Bu üç isim, aşk konusunu yeniden gündeme getirerek eski felsefeyi yeniden keşfediyorlar. İlginç bir şekilde, tasavvufun aşkının da bu tartışmalarda kullanıldığını gözlemledim. Tanrı ile insan arasındaki aşkın, daha çok tasavvuf üzerinden ele alındığı izlenimini edindim. Ayrıca, birine aşık olmayı bilmeyen kişinin, bilgelik aşkını ve Tanrı aşkını da anlaması zor olacaktır” şeklinde ifadelerde bulundu.