12 Eylül 1980 Darbesi Mağdurlarından Unutulmaz Anılar
12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleşen darbe, üzerinden tam 45 yıl geçmesine rağmen, bu süreçte zorlu hayat mücadelesi veren mahkumların hatıralarını unutturmadı. İnsanlık dışı muamelelerle karşılaşan eski mahkumlar, yaşadıkları dehşet verici anıları gözler önüne serdi.
İşkenceler ve Unutulmaz Anılar
Hapisteki deneyimlerini paylaşan 12 Eylül kurbanları, yaşadıkları acıyı tarif edip, bu acı dolu günleri asla unutmadıklarını ifade ettiler. Hapishanelerde, sadece mahkumların değil ailelerinin de acı çektiği; özel işkence odalarının bulunduğu, Kur’an-ı Kerim‘lerin yırtıldığı günler yaşandı. İhlas Haber Ajansı (İHA) ile görüşen Hakverdi Satılmış, sessiz birinin yanına yaklaşmasıyla dahi irkildiğini belirtirken, Cevdet Karabıyık ise “C5” adı verilen işkence odasında geçirdiği 8 günü aktardı. Nevzat Bor, suçsuz yere idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’na özellikle bir düşmanlık duyulduğunu ve bunun sonucunda daha fazla işkenceye maruz kaldıklarını dile getirdi.
İşkence ve Zulüm Hikayeleri
Hakverdi Satılmış, 1978 yılının Nisan ayında yalnızca 15 yaşında Ulucanlar Cezaevi’ne gönderildiğini belirtti. Darbenin ardından Mamak Cezaevi’ni deneyimleyerek, burada C5 adı verilen işkencehaneye alındıklarını dile getiren Satılmış, burada yaşanan zulmün derin izler bıraktığını anlattı. “36 gün süresince işkenceye maruz kaldık. Anneme yaptıkları işkenceler bizim için dayanılmazdı” dedi.
Hayatta Kalma Mücadelesi
Mamak Cezaevi’nde kalırken kurulan şartların oldukça acımasız olduğunu kaydeden Satılmış, “Namaz kılmak ve oruç tutmak yasaktı. Kur’an-ı Kerim’leri yırtarak yapılan bu işkenceleri yaşayabilmek için çetin bir mücadele verdik” dedi. Kendisiyle birlikte 16 gün boyunca hayvan kafeslerinde tutulduğunu hatırlatan Satılmış, cezaevinde her görüşme sırasında dayanılmaz fiziksel ve psikolojik acılar yaşadıklarını ifade etti.
Askerlerin Şiddeti ve Zorbalığı
Cevdet Karabıyık’ın da gözaltına alındığında yaşadığı işkenceler oldukça çarpıcı. 22:00 sularında zorla dışarı çıkarıldığını söyleyen Karabıyık, coplarla eziyet edildiğini, yaşadığı sürecin her anının acıyla dolu olduğunu ifade etti. “Baldırlarıma copla vurulurken, donmak üzere olan ellerimin acısını nasıl bastıracağımı bilemez hale geldim” dedi.
Cinayet ve İnfazlar
Nevzat Bor ise C5’teki özel işkence süreçlerini ve askerlerin yaptığı eziyetleri anlatarak, o günlerde yaşam mücadelesinin nasıl verdiğini aktardı. 12 Eylül sonrası işkencelerin hala hatırlandığına dikkat çeken Bor, Mamak Cezaevi’nin akıllarda unutulmaz bir yer edindiğini vurguladı. Bor, “Mustafa Pehlivanoğlu ve İsa Armağan’ın kaçışı başlı başına bir travmaydı; bizlere bunun bedelini ödettiler” diye konuştu.
Unutulmaması Gereken Bir Tarih
Merve Bayıksel ise, Ulucanlar Cezaevi’nin Türkiye siyasi tarihinde önemli bir hatıra olarak yıkılmaz bir yer tuttuğunu belirterek, “12 Eylül 1980 dönemi insanların hafızasında yer edinmeye devam ediyor. Bu nedenle burası toplumsal bellek ve vicdan alanı olarak önem arz ediyor” dedi. 45 yıl geçmesine rağmen, ulusal hafızanın bu unutulmaz günlerinin yankıları hala hissediliyor.
(SOLDAN SAĞA) NEVZAT BOR, CEVDET KARABIYIK, HAKVERDİ SATILMIŞ
12 EYLÜL 1980 DARBESİNİN MAĞDURLARI, ARADAN GEÇEN 45 YILA RAĞMEN YAŞADIKLARINI UNUTAMIYOR. MAHKUMLAR, İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARI ANLATTI.
HAKVERDİ SATILMIŞ
CEVDET KARABIYIK
ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ
OPERASYONDA 2 BİN 204 KÖK SKUNK BİTKİSİ, 4 RUHSATSIZ AV TÜFEĞİ VE BUNLARA AİT ÇOK SAYIDA MÜHİMMAT, 1 KURUSIKI TABANCA İLE UYUŞTURUCU BİTKİ YETİŞTİRMEK İÇİN KULLANILAN MALZEMELER ELE GEÇİRİLDİ.