Kıbrıs Barış Harekatı’nda sergilediği cesaretle Türk tarihine damga vuran kahramanlardan biri, Muhabere Çavuşu Zeki Alpsoley’dir. 1974 yılına ait bu harekatta, Yalova’dan gelen Alpsoley, harekatın ilk gecesinde Beşparmak Dağları’nda meydana gelen Rum Komando Taarruzu sırasında tim arkadaşları ve Kıbrıslı mücahitlerle birlikte şehit olmuştur. Zaman geçse bile, geride bıraktığı derin izler, ailesinin ve milletinin yüreğinde kalmayı başardı.
Geride kalan anılar arasında, Zeki Alpsoley’in bazı siyah-beyaz fotoğrafları ile ailesine bıraktığı bir ses kaydı bulunmaktadır. Bu kayıt, yıllar sonra ailesi tarafından dinlendiğinde bir veda mesajı niteliğindeydi. Ne yazık ki, kahraman çavuş bu kaydından kısa bir dönem sonra Kıbrıs’ta hayatını kaybetti. 1930 yılında dünyaya gelen Zeki Alpsoley’in annesi Şükriye Alpsoley, Atatürk ile tanışma şansını elde eden birkaç kişiden biriydi. 1938 yılında Bursa’da Merinos Fabrikası’nın açılışında Atatürk’ü gördüğünü anlatan Şükriye Alpsoley, o anları “O zaman Atatürk’ü görmüştüm. Rahat bir şekilde hatırlamasam da, o heybeti unutamadım.” ifadeleriyle dile getirdi.
Ancak, Zeki Alpsoley’in ailesini derinden etkileyen olaylar yaşandı. Üniversite sınavlarına geçemeyen Alpsoley, askere gitmeye karar vererek, kimseye danışmaksızın başvurdu ve acemi eğitimini İskenderun’da tamamladı. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında cepheye gönderildiğinde, aileler çocuklarından mektup alarak haberleşiyordu. Zeki Alpsoley de ailesine birçok mektup iletti.
Zeki Alpsoley’in kız kardeşi Figen Alpsoley Taca, şehit haberini nasıl aldıklarını şu şekilde anlattı: “Abimden bir türlü haber alamadığımız için babamla postaneye gitmiştik. Ancak sonuç, acı bir haber oldu. Postanede şehit olduğu bilgisini aldık. Eve dönmekte zorlandık. O günleri çok iyi hatırlamıyorum.” Taca, ağabeyinin Kıbrıs’ta defnedildiğini ve aile olarak orayı ziyaret etmelerinin, harekatın sona ermesinden 1-1,5 yıl sonra gerçekleştiğini söyledi. İlk olarak Lefkoşa’da gömülen Zeki Alpsoley’in naaşı, sonrasında diğer şehitlerle birlikte Boğaz Şehitliği’ne nakledildi. Aile, naaşını Türkiye’ye getirme girişiminde bulunmasına rağmen izin alamadı. Kardeşi hakkında konuşan Alpsoley, “Ağabeyim çok neşeli bir insandı, hepimizi güldürürdü.” diyerek onun özelliklerini aktardı.