Teknolojinin Gelişimiyle Gerçek ve Yapay Arasında İnce Çizgi
Son yıllarda yapay zeka destekli görsel ve sesli içeriklerin gerçeklik algısını sarsacak kadar gerçekçi hale gelmesi, dikkat çekici bir gelişme. Yapay Zeka Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Yasin Kaya, bu durumun etik boyutuna dair ciddi önlemler alınması gerektiğini belirtti.
Teknoloji ilerledikçe, gerçek ve yapay arasındaki farklar giderek belirsizleşiyor. Yapay zeka uygulamaları sayesinde üretilen sesli videolar ve görsel içerikler, artık ayırt edilemez hale gelirken, dolandırıcılar tarafından da kötü niyetli kullanımlara maruz kalmakta. Uzmanlar, bu tür içeriklerin yer aldığı platformlarda, “Bu içerik yapay zeka ile üretildi” ibaresinin eklenmesinin önemine değiniyor.
Gerçeklik Algısını Sarsacak Etkiler
Yapay zekanın yeteneklerinin metin oluşturmaktan çok daha öteye gittiğini vurgulayan Doç. Dr. Yasin Kaya, “Yapay zeka artık sadece yazılı içerik üretmiyor; video, ses ve görsel içerik de oluşturabiliyor. Bu durum, sosyal medya üzerinde çokça kullanılan sokak röportajları gibi içeriklerin görülme sıklığını artırdı. Ancak bu, beraberinde pek çok riski de getiriyor. Üretilen videolar, izleyicinin gerçek ile yapay arasında kararsızlık yaşamasına neden olabiliyor. Komedi amaçlı hazırlanmış olsa da, bazı içeriklerin arka planda farklı mesajlar taşıdığı izlenimi veriyor” açıklamasında bulundu.
Deepfake Teknolojisi ve Yasal Sorunlar
Doç. Dr. Kaya, yapay zeka ile üretilen içeriklerin açıklanmasının gerekliliğine vurgu yaparak, “Bir bireyin sesi ve görüntüsü kolayca taklit edilebiliyor. Deepfake teknolojisi ile kişinin yalnızca yüzü değil, ses tonu ve mimikleri de kopyalanabiliyor. Bu durum, kişisel veri olarak kabul edilen unsurların kötüye kullanılma riskini artırıyor. Sosyal medya platformlarında paylaşılan içeriklerin, bireylerin onayları olmadan manipüle edilmesi söz konusu” şeklinde konuştu.
Yasal Düzenlemelerin Önemi
Yerli yasal düzenlemelerin henüz tamamlanmadığını vurgulayan Kaya, “Kişisel verilerin korunması ve telif haklarıyla ilgili mevcut yasalar bazı noktaları kapsıyor ancak tamamlayıcı düzenlemeler gerekli. Hem Türkiye’de hem de yurt dışında bu konudaki düzenlemelerin yavaş ilerlediğini söylemek mümkün. Yapay zekanın ses ve görüntü üretimindeki yeteneklerinin artmasıyla, belki de dublaj sanatçılarına olan ihtiyaç gelecekte azalacak. Ancak bu durum, dolandırıcılık gibi kötü amaçlı kullanımlara kapı aralayabilir” ifadelerini kullandı.
