Türkiye, 2025’te jeotermal enerji yatırımlarıyla büyüme sürecine girdi.

5 Dakika Okuma

2025 yılı, Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücüne 1758 Megavat (MW) seviyesinde pay sahibi olan jeotermal enerjide yatırım uykusundan uyanıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçti. Türkiye Elektrik İletim A.Ş (TEİAŞ) verilerine göre bu yıl içerisinde baz yük konumunda olan 67 MW kurulu güce sahip jeotermal enerji santrali devreye alındı. Yatırımcı şirketlerin envanterinde ise devam eden süreçleri olan 300 MW seviyesinde proje stoğu bulunmakta.

Sektörün 2025 yılındaki gelişim çizgisini değerlendiren Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye’nin jeotermalin tüm kullanım alanlarında dünya lideri olabilecek potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti.

Enerji üretimi, jeotermal seracılık, konut ısıtması, termal turizm, kurutma tesisleri, balıkçılık ve madencilik gibi alanlarda yapılan yatırımların, Türkiye’ye çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından uzun vadeli fayda sağladığını belirten Kındap, “Türkiye olarak keşfi tamamlanmış jeotermal potansiyelimizin yüzde 11 gibi çok düşük bir kısmını kullandığımız halde bile dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın lider ülkesi konumundayız” şeklinde konuştu.

Türkiye’yi 2030 yılında 3000 MW jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücüne ulaştıracak yatırımların, Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması kapsamına alınması için 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınması gerekliliğine dikkat çeken Kındap, sektör olarak bu sürenin 2040’a kadar uzatılmasını talep ettiklerini ifade etti.

Kındap, “Jeotermal enerjiye yatırım yapmak isteyen yatırımcılarımız; lisans, izin, ruhsat, arazi alımı, ÇED, sondaj, kaynak verimliliğinin saptanması, santralin inşası ve devreye alınması aşamalarını en iyimser ihtimalle beş yılda tamamlayabiliyor. Bugün pek çok yatırımcı şirketin jeotermal enerjiye yatırım yapmak istediğini biliyoruz. Ancak 30 Aralık 2030 tarihine kadar yatırımlarını devreye alamama ihtimali yatırımcıyı düşündürüyor. Bugünkü mevzuata göre, bugün jeotermale yatırım yapma kararı veren pek çok yatırımcının YEKDEM kapsamına girmesi teknik olarak mümkün olmayacak.” dedi.

Türkiye’nin enerji bağımsızlığının yanı sıra; baz yük konumunda olan yerli, temiz ve sürdürülebilir enerji ihtiyacı için jeotermalin en önemli alternatif olduğunu vurgulayan JED Başkanı Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Dünyanın en yeni ve çevreci santralleri Türkiye’de” “Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Avrupa Konseyi gibi kurumların enerji odaklı politika önerilerinde, jeotermale çok önem veriliyor. Pek çok Avrupa ülkesi, özellikle konut ısıtmasında Rusya kaynaklı doğalgaza bağımlılığın azaltılması için jeotermali en önemli seçenek olarak yatırım odağına alıyor. Ülkemizin ‘2053 Net Sıfır’ iklim hedefi için jeotermalin ısıtma ve soğutmada doğalgaza ikame edilmesi şart. Sektörümüz potansiyel olarak buna hazır. Ancak bu büyük enerji dönüşümünün kamunun stratejik planlarına eklenmesini istiyoruz. Uluslararası enerji kurumları, dünya genelinde 20 bin MW’a yaklaşan jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücünün 2050’ye kadar beş kat artarak 100 bin MW seviyesine ulaşacağını öngörüyor. Tüm bu veriler elimizde iken, bin 500’ün üzerinde doğal çıkış noktasına sahip bir jeotermal cennet olan Türkiye’nin, bu kaynağa sırtını dönmesi mümkün değildir. Dünyanın en yeni ve en gelişmiş teknolojilerine sahip jeotermal santrallerimiz; çevreye, insana ve doğaya saygılı üretimleri ile ülkemiz için değer yaratmayı sürdürecek. Sektörümüze yönelen pek çok bilgi eksiğine dayanan çevre odaklı eleştirileri dikkatle izliyoruz. Jeotermalin çevre ve doğa dostu bir enerji kaynağı olduğunu tüm yurttaşlarımızın bilmesi için çalışıyoruz.”

Gıda arz güvenliği için stratejik önemde Jeotermalin, enerji üretiminin yanı sıra tarımsal üretim ve gıda arz güvenliği açısından stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Kındap, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu yönde projelendirdiği Organize Tarım Bölgelerinin (OTB) jeotermal kaynaklarla entegre edilmesi yönündeki çalışmaları desteklediklerini vurguladı. Bugüne kadar 42 ilde projelendirilen 61 OTB’nin 15’inin jeotermal enerji ile entegre edildiği bilgisini veren Ali Kındap, Gönen’de kurulacak OTB’nin bu alanda dünyanın en büyük projesi olacağını bildirdi.

Termal turizm potansiyeli çok altında Türkiye’nin termal turizm alanındaki potansiyelinin çok gerisinde olduğunu ifade eden JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, “2026 ve sonrasında hizmete girmeye hazırlanan 18 termal otel ile birlikte ülkemizin termal yatak sayısı 8 bin 738’e ulaşacak. Ancak bu seviyeyi asla yeterli görmemeliyiz. Jeotermal kaynaklı enerji üretiminde dünyanın 10’uncu ülkesi olan ve Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar az kaynaklara sahip Japonya’nın termal sağlık turizminden 20 Milyar Doların üzerinde gelir elde ettiği ortadadır. Bizim de en az 20 milyar dolar gelir hedefi belirlememiz gerekiyor.” dedi.
Etiket: İhlas Haber Ajansı

Bu Makaleyi Paylaş
Exit mobile version