EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, 2025 ekonomisini değerlendirerek 2026 için beklentilerini paylaştı.

5 Dakika Okuma

**Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD)** Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, 2026 ekonomisinde yatırım, ihracat ve dijitalleşme odaklı politikaların kritik önem taşıdığına değinerek 2025 ekonomisini değerlendirdi ve 2026 için beklentilerini sıraladı.

EGİAD, Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken ekonomik görünümü ve gelecek projeksiyonlarını ele aldı. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı, 2025 yılına ilişkin görüşlerini paylaşırken, Türkiye ekonomisinin yapısal kırılganlıkları ile fırsat alanlarının aynı potada görüldüğünü belirterek önemli mesajlar verdi.

EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, Türkiye ekonomisinin 2025’te sıkı para politikaları, finansmana erişim ve maliyet baskılarıyla başa çıktığını vurgulayarak, “Buna karşın üretim, ihracat ve yapısal reform odaklı bir dönüşüm arayışı güçlendi. Türkiye ekonomisi önemli sıçramalar yaşasa da, büyümenin niteliği ve kalıcılığı konusunda derin bir sınav verdi. Verimlilik artışının sınırlı kalması, kurumların öngörülebilirlik sorunları ve gelir eşitsizliklerinin derinleşmesi, 2025’in ekonomi yönetimi açısından temel sorun alanlarını oluşturdu.” ifadelerini kullandı.

Türkiye ekonomisinin temel yapısal meselelerinin dört ana başlıkta toplandığını belirten Özhelvacı, maddeleri şöyle sıraladı: “1.’si verimlilik odaklı üretim eksikliği, 2.’si teknoloji seviyesi orta ligde sıkışmış bir üretim yapısının Türkiye’nin rekabet gücünü azaltması, 3.’sü kurumsal kapasite eksikliği, 4.’sü eşitsizlik ve bölgesel dengesizlik önemli sorunları oluşturmaktadır.”

Öngörülebilir, şeffaf ve uzun vadeli karar alma mekanizmalarının oluşturulması gerektiğine de dikkat çeken Özhelvacı, toplumsal olarak büyümenin ancak tabana yayılmasıyla mümkün olacağına işaret ederek, “Büyüme ancak toplumun farklı kesimlerine dokunursa anlamlıdır. Bölgesel uçurumlar kapanmadan, nitelikli istihdam oluşturmadan ve adil bir rekabet ortamı sağlanmadan Türkiye ekonomisi gerçek potansiyeline ulaşamaz.” diye konuştu.

2026 yılına ilişkin Türkiye için bir dönüşüm eşiği oluşturacağına işaret eden Özhelvacı, karar alıcılara şu mesajı verdi: “2026’ya ilişkin beklentiler, kurumsal reformlar, verimlilik odaklı yatırımlar ve yeşil-dijital dönüşümün hayata geçmesiyle şekillenecektir.”

Özellikle dört ana yapısal alanda adım atılması gerektiğini vurgulayan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, “Ar-Ge, nitelikli iş gücü ve üretim modernizasyonu desteklenmelidir. Hukuki güven, öngörülebilir regülasyonlar ve piyasa özerkliği yeniden inşa edilmelidir. Ekonomik refah yalnızca belirli merkezlerde değil ülke genelinde yayılmalıdır. Yeni ekonominin kodları; temiz enerji, veri, teknoloji ve sürdürülebilirlik iş dünyasının ana ajandası olmalıdır.” dedi. Özhelvacı değerlendirmesini şu şekilde sonlandırdı: “Cesur reformlar, bilimsel akıl ve uzun vadeli vizyon, Türkiye’nin geleceğini oluşturacaktır.”

**EGİAD’ın iş dünyasına mesajı**
EGİAD, iş dünyasının ekonomide edilgen değil etken olduğunu hatırlatan Özhelvacı, EGİAD üyelerine yönelik vizyonunu “İkinci yüzyıl; birlikte hareket eden, değer oluşturan ve geleceği tasarlayan bir iş dünyasıyla inşa edilebilir. EGİAD olarak bu dönüşümün sorumluluğunu üstleniyoruz. EGİAD, iş dünyası, üniversiteler, sivil toplum ve kamu yönetimi arasında köprü görevi görmeye devam ederek Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma ajandasına katkı sunmayı sürdürecektir.” şeklinde aktardı.

EGİAD’ın 2025’te odağını genç istihdamı ve Türkiye’nin en kritik sosyal-ekonomik sorun alanlarından biri haline gelen NEET gençler meselesine çevirdiğini vurgulayan Özhelvacı, “Eğitim ya da istihdama katılmamış gençlerin ekonomiye kazandırılması sadece sosyal sorumluluk değil, bölgesel kalkınma için stratejik bir zorunluluk olduğunun altını çizdik. 2026’ya girerken ise odağımızı bir kademe ileri taşıyoruz. İlk raporumuzun başlığı, ‘Yaratıcı Yıkım Sürecinde İzmir – Üçüz Dönüşüm ile İşgücü Piyasasının Yeniden Tasarımı’ olacak. Bu çalışmada temel sorumuz şu: Dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve sosyal dönüşüm İzmir’in işgücü piyasasını nasıl yeniden şekillendiriyor? Yapay zekâ, otomasyon, robotik ve yeni üretim teknolojileri; bazı meslekleri dönüştürürken yeni becerilere olan ihtiyacı artırıyor. Biz bu raporla; ‘hangi beceriler kritik olacak, hangi sektörler nasıl etkilenecek, şirketler ve kurumlar hangi yeniden beceri kazandırma adımlarını atmalı?’ sorularına somut bir çerçeve getirmek istiyoruz. Özellikle NEET gençler başta olmak üzere kırılgan grupların üretim süreçlerine yeniden dahil olabilmesi için uygulanabilir bir yol haritası ortaya koyacağız; böylece yaratıcı yıkımın şehir için risk olmaktan çıkıp fırsat olması için katkı sunacağız. İkinci raporumuzun başlığı ise ‘Bölgesel Ekonomik Güvenlik – Tedarik Zinciri Riskleri ve Dayanıklılık’ olacak. Bu çalışma, Ege sanayisi açısından kritik bir soruya ışık tutuyor: Küresel şoklara karşı şirketlerimiz ne kadar dayanıklı? Çin kaynaklı tedarik kesintisi, AB regülasyonları, navlun maliyetleri, kritik hammaddelerde dışa bağımlılık, enerji bağımlılıkları, Sınırda karbon düzenleme uygulamaları gibi senaryoları analiz ederek; hangi sektörlerin daha kırılgan, hangilerinin daha dayanıklı olduğuna dair güçlü içgörüler üreteceğiz. KOBİ’ler için tedarik çeşitlendirme, risk yönetimi ve dayanıklılığı artırma adımlarına dair uygulanabilir bir çerçeve sunarak bu raporu ‘yarının belirsizliklerine karşı stratejik pusula’ haline getireceğiz. Tüm bu çalışmaları 2026’nın ilk aylarında paylaşmayı hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

**İhlas Haber Ajansı**

Bu Makaleyi Paylaş
Exit mobile version