Nöbetçi Eczaneler
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, “Bölgedeki tüm Türk ülkeleri bilmelidir ki güçlü, zengin ve adil bir gelecek ancak Türk birliğinin güçlendirilmesiyle mümkündür” ifadelerini kullandı.
Eğilmez, Avrupa Birliği’nin, bölgedeki Türk ülkeleri arasında iş birliği çerçevesinde 12 milyar avroluk bir anlaşma yaptığını belirtti. Eğilmez, “Yayınladıkları ortak bildiride, BM’nin 4. Maddesi kapsamında 541 ve 550 sayılı kararların tekrar vurgulandığı ifade edilmekte ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ‘Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti’ olarak tanınmaktadır. Bu noktada, BM metninde yer alan ilkelere dayanarak, Türkiye’nin adadaki askeri ve siyasi varlığına karşı çıkan bir duruş sergileyerek, Türkiye’yi Kıbrıs’ta ki varlığı nedeniyle sözde işgalci olarak değerlendirme kararı almıştır. AB, Orta Asya’daki yeni pazarları hedeflerken, Türkiye’nin bu alandaki artan jeopolitik öneminden rahatsızlık duyuyor. Türk Devletleri Teşkilatı aracılığıyla Orta Asya’da atılan adımlar da AB’yi tedirgin etmekte” dedi.
Türk Devletleri’nin bu yaklaşımının ve Kıbrıs Rum kesimine konsolosluk açma kararının Türkiye için beklenmedik bir gelişme olduğunu vurgulayan ASİMED Başkanı, “Bu durum, Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki hassasiyetlerinin Türk Devletleri Teşkilatı’nda yeterince karşılık bulmadığını göstermektedir. Bu ülkelerin attığı adımlar, Türk Devletleri Teşkilatı’nın temel insani değerleri ve kardeşlik ruhuna zarar vermektedir” şeklinde konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatı içinde Türkiye’nin birçok önemli adım attığını hatırlatan Eğilmez, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 21 Mart Nevruz Bayramı’nın Türk dünyası için ortak bir kutlama ve anma günü olarak değerlendirilmesi gerektiğini önermiş ve bu konu meclise kanun teklifi olarak sunulmuştur. Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatı’nı acil bir gündem ile toplayarak AB ile yapılan bu anlaşmanın, Türkiye ve Türk Dünyası arasındaki ilişkilere zarar vereceği ve Kıbrıs ile Doğu Akdeniz’de ki hak ve çıkarlarımız açısından kabul edilemez olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır” dedi.
Öte yandan, bu ülkelerin dış politika çerçevesinde bağımsız hareket etme haklarının bulunduğuna dikkat çeken Eğilmez, “Ancak bu adımların, Türk Devletleri Teşkilatı sınırları içinde bir problem yaratmaması gerektiğinin bilinci ile hareket edilmelidir. Çünkü bu tür davranışlar, uzun vadede kardeşlik ve birlik ruhuna ciddi zararlar verebilir” şeklinde düşüncelerini paylaştı.
Türk dünyasının özellikle Türkistan coğrafyasının tarihine dair bilgi kaybı yaşadığını belirten Eğilmez, “Türkistan, 19. yüzyılın ikinci yarısında Asya’daki güç mücadelesinin merkezi olmuştur. Bu süreçte, bağımsız Türk devletleri Çarlık Rusyası tarafından işgale uğramıştır. Bu işgal sonrası bölgenin askeri yönetimleri oluşturulmuş ve Rusya burada önemli bir güç haline gelmiştir. Türklerin arasındaki birlik eksikliği ve dönemin teknolojisinden yoksunluk, işgalin sebeplerinden biri olmuştur” şeklinde ifade etti.
Son olarak Eğilmez, “Türkiye’nin önderliğinde Türk dünyasındaki birlik ve beraberliğin artmasına karşı oluşan dış baskılar ve oyunların, iki asır öncesinde olduğu gibi, rüşvetler karşısında direnç gösterilememesi durumunda, Türkistan bölgesi, fiili olarak sömürülen bir alan olmaya devam edecektir. Tüm Türk devletleri, güçlü, zengin ve adil bir geleceğin sadece Türk kardeşliği ile sağlanabileceğini unutmamalıdır. Kısa vadeli çıkarlarla belki bir çözüme ulaşılabilir ama yalnızca kardeşlikle yaşanabilir bir mutlu geleceği inşa edebiliriz” şeklinde sona erdirdi.
