Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Tunceli’de Depreme Dayanıklı Yapı Stoku Hızlı Tespit Çalışmasıyla Belirlendi: 200’den Fazla Yapı Riskli!

    Munzur Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Alper Polat ve Doç. Dr. Berivan Yılmazer Polat, Ovacık, Nazımiye ve Pülümür’de 200’den fazla yapının deprem açısından yüksek risk taşıdığını belirledi. Tunceli’deki yapılar, ciddi bir tehlike açısından değerlendirilmelidir.

    Munzur Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Alper Polat ve Doç.

    Munzur Üniversitesi’nden Depreme Dayanıklılık Çalışması

    Tunceli’nin Ovacık, Nazımiye ve Pülümür ilçelerinde yapılan kapsamlı bir çalışma, 200’den fazla yapının deprem dayanıklılığı açısından kritik riskler taşıdığını ortaya koydu. Çalışmayı gerçekleştiren Munzur Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Mekanik Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Alper Polat ve Doç. Dr. Berivan Yılmazer Polat ile birlikte yüksek lisans öğrencileri, bu üç ilçede gerçekleştirdikleri hızlı tespit çalışmalarıyla dikkat çekti.

    Deprem Riski ve Yapı Güvenliği

    Tunceli’nin deprem kuşağında yer alması nedeniyle, yapı güvenliğini sağlamak amacıyla yürütülen çalışmalar gün geçtikçe hız kazanıyor. Munzur Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bilimsel tarama ile Ovacık, Nazımiye ve Pülümür ilçelerinde 184, 186 ve 172 yapının hızlı tespit yöntemi ile incelenmesi sonucunda, bu yapıların önemli bir kısmının deprem açısından yüksek risk taşıdığı belirlenmiştir. Doç. Dr. Alper Polat, bu ilçelerdeki 200’den fazla yapının, olası bir depremde öncelikle değerlendirilmesi gereken yüksek riskli yapılar arasında yer aldığını açıkladı.

    Riskli Fay Hatları Üzerindeki Tehlike

    Doç. Dr. Alper Polat, Tunceli’nin bulunduğu coğrafyada aktif fay hatlarının mevcut olduğunu belirterek, bu durumun risk teşkil ettiğini vurguladı. Kuzey Anadolu Fay Zonu, Yedisu Segmenti ve Ovacık Fayı’nın, bölgeyi depremsellik açısından kritik bir hale getirdiğini ifade eden Polat, bu fayların uzun süre kırılmamış olmasının tehlikeyi artırdığını dile getirdi. Özellikle Yedisu Segmenti’nin 200-250 yıllık bir tarihsel periyoda sahip olduğunu belirten Polat, bu bölgedeki genel durumun risk oluşturduğunu belirterek, önlemlerin bir an önce alınması gerektiğinin altını çizdi.

    Araştırma Sonuçları ve Yapı Analizleri

    Yüksek lisans öğrencileriyle beraber yürütülen çalışmaları detaylandıran Doç. Dr. Polat, inceleme kapsamında Ovacık’ta 184, Pülümür’de 172 ve Nazımiye’de 186 yapıyı değerlendirdiklerini ifade etti. Ovacık’ta yapılan incelemede, 14 yapının çok tehlikeli, 17’sinin yüksek öncelikli, 124’ünün orta öncelikli ve 52’sinin düşük öncelikli olduğu gözlemlendi. Ayrıca Pülümür’deki yapıların yaklaşık yüzde 56’sının yüksek öncelikli ve çok tehlikeli durumda olduğu, Nazımiye’de ise 186 yapıdan yüzde 51’inin (95 yapı) potansiyel risk oluşturduğu tespit edildi. Bu veriler, ilgili kurumlarla paylaşılmıştır.

    Dünyanın birçok ülkesinde uygulanan hızlı tespit yöntemlerinin, mevcut yapı stoğunun deprem güvenliğini değerlendirmekte etkili olduğunu belirten Doç. Dr. Polat, bu tür bilimsel çalışmaların devam etmesi gerektiğini vurguladı.