“Terörsüz Türkiye Süreci: İnsan Hakları Derneği ve Sivil Toplum Temsilcilerinin Eleştirileri”

Milli Dayanışma Komisyonu Çalışmalarına Devam Ediyor

“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, faaliyetlerini sürdürüyor. Komisyon, çeşitli derneklerin görüş ve önerilerini dinlemeye devam ediyor.

İnsan Hakları Derneği’nden Eleştiriler

İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, PKK’nın silah bırakmasının önemli bir tarihi dönüm noktası olduğunu vurguladı. Küçükbalaban, “Sivil toplum kuruluşları ile komisyon arasındaki ilişkinin yasal bir çerçeveye oturtulmamış olmasını, komisyonun önemli bir eksikliği olarak görmekteyiz. Ayrıca, altı aylık bir süreyle çalışacak olması ve bu sürenin iki aylık dönemlere uzatılacak olması, yüzyıllık bir sorunun çözümünde yetersiz kalmaktadır,” ifadelerini kullandı. Komisyonun, hala çatışmanın taraflarını dinleyecek bir programa sahip olmamasını da kaygıyla dile getirdi. Abdullah Öcalan ile diyalog kurma konusunun komisyonun gündemine alınmadığını hatırlatan Küçükbalaban, basında yer alan bilgilere göre ikinci toplantıda güvenlik bürokrasisinin dinlendiğini aktardı.

Kaya Kartal’dan Yapıcı Tavırlar Çağrısı

İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği Genel Başkanı Kaya Kartal, sürecin başarılı olması için geçmiş tutumların bir kenara bırakılması gerektiğini kaydetti. Kartal, cesur ve samimi adımların atılmasının önemine dikkat çekerek “Yasal tasdiklerin çözüm yönünde attığı adımların desteklenmesi elzemdir. Silaha geri dönüşleri ve kan akışını önleyecek düşüncelerin geliştirilmesi, herkesin sorumluluğudur,” dedi.

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’ndan Açıklamalar

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Mahsun Batı, Tahir Elçi’nin vefat ettiği günü hatırlatarak, olayın gerçekleştiği bölgede birçok kişinin bulunduğunu belirtti. Batı, “26 polis dahil 35’ten fazla kişinin olduğu bir sokakta, vurulan tek kişi Tahir Elçi oldu. Olay yerinde herhangi bir inceleme yapılmadan delillerin bırakılması kabul edilemez. Cinayetten beş ay sonra yapılan keşifte, hazırlanan bilirkişi raporunun bu olayın ne kadar titizlikle ele alındığını göstermediğini söyleyebilirim,” diyerek bu durumun soruşturma sürecini sorguladı.