Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu, Rus basınına yaptığı açıklamalarda, “Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılık Konusundaki Devlet Politikasının Temel İlkeleri” belgesinde yapılan değişiklikler neticesinde, kendisine veya Belarus Cumhuriyeti’ne karşı bir saldırı gerçekleştirilmesi durumunda, bu saldırının konvansiyonel silahlarla yapılsa bile nükleer silah kullanma hakkının korunacağını belirtti. Ayrıca, Moskova’nın Avrupa’nın askeri hareketlerini dikkatli bir şekilde izlediğini ifade etti.
Şoygu, 25 Avrupa ülkesinin katılımıyla oluşturulan “Gönüllüler Koalisyonu”nun Ukrayna’da muhtemel bir ateşkes anlaşması konusundaki tutumunu değerlendirdi. Bu koalisyonun Ukrayna’ya asker göndermesi durumunda NATO ile Rusya arasında bir çatışmanın çıkabileceğini vurgulayarak, Avrupa’daki sağduyulu politikacıların bunu fark ettiğini dile getirdi. “Barış gücü” kavramının aslında Ukrayna’daki yer altı kaynakları üzerindeki kontrol çabalarını sakladığını kaydederek, bu gibi birliklerin gerçek anlamda işgalci sayılması gerektiğini ifade etti.
Şoygu, belirttiği “barış gücü” askerlerinin, Ukrayna’da yaşayan Rusça konuşan topluluklara yönelik bir baskı aracı haline geleceğinden endişe duyduğunu ve bunun gerçek bir barış gücü misyonu olamayacağını söyledi. Batılı elitlerin, Ukrayna’daki askeri faaliyetleri sürdürme tutumunun, Rusya-ABD ilişkilerini olumsuz etkileyerek gelişen diyaloğu sekteye uğratmaya odaklandığını öne sürdü.
Ukrayna’nın enerji tesislerine saldırmaya devam ettiğini ve bu saldırıların Avrupa ülkelerinin desteğiyle gerçekleştiğini belirten Şoygu, Rusya’nın bu duruma yanıt vermek için gerekli adımları attığını kaydetti. Ayrıca, ABD ile olan ilişkilerin tarihinin yalnızca somut eylemlere güvenilmesi gerektiğini gösterdiğini sözlerine ekledi.
Şoygu, Trump yönetiminin stratejik istikrar konularında yeniden diyalog başlatma isteğini memnuniyetle karşıladığını, ancak bu konuşmanın sadece güvenliği belirleyen tüm faktörlerin dikkate alınması şartıyla mümkün olabileceğini açıkladı. ABD’nin nükleer kuvvetlerini modernize etmesi ve dostlarının da benzer füzeleri satın almaya başlaması durumu, Rusya açısından askeri bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Son olarak, Kursk Bölgesi’nde Rus güçlerinin terörle mücadele operasyonu kapsamında başarılar elde edeceğini belirten Şoygu, gelecekte bu bölgenin tamamen militanlardan temizlenerek özgürleştirileceğini ifade etti. Eğer 20 bin ABD askeri Avrupa’dan çekilirse, bu durumun 2020-2022 dönemindeki seviyelere yaklaşabileceğini sözlerine ekledi.