Skolyoz Değil, Erken Teşhis ve Tedavi Önemli: Uzmanlardan Korkulacak Bir Durum Değil Açıklaması

Biruni Üniversitesi’nde düzenlenen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Turgut Akgül, skolyozun tedavisinde erken teşhisin kritik olduğunu vurguladı. Skolyoz, korkulacak bir durum değil; tedavi seçenekleri başarıyla uygulanabiliyor. Sosyal medyadaki yanlış bilgiler ise kaygıyı artırıyor.

Bu haberin fotoğrafı yok

Skolyoz Farkındalık Ayı’nda Uzmanlar Bilgi Verdi

Skolyoz Farkındalık Ayı dolayısıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgut Akgül, skolyozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayarak, erken tanının önemine dikkat çekti. Akgül, “Skolyoz korkulacak bir durum değil. Tedavi için güçlü yöntemlerimiz var ve erken tanı başarılı sonuçlar almamızı sağlıyor. Erken müdahale ile ameliyat gereksinimini önleyebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Biruni Üniversitesi’nden Önemli Etkinlik

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, “Skolyoz Farkındalık Ayı” münasebetiyle farkındalık sağlamak, bilimsel bilgilere dair deneyim paylaşımını artırmak ve hasta hikayelerini topluma sunmak amacıyla kapsamlı bir program organize etti. ‘Skolyozda Bilgi ve Tecrübe Paylaşımı Beraber Mücadele’ etkinliğinde, skolyozun tanı ve tedavi süreçleri üzerinde duruldu ve hastalığın önemi hakkında önemli mesajlar iletildi.

Etkinliğe katılan Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Abdullah Sert, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgut Akgül, Doç. Dr. Özcan Kaya, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Çınar, Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Ocak ile Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Günay Budagova, skolyoz ile ilgili çeşitli konuları ele aldı.

Erken Tanının Önemi ve Tedavi Süreci

Prof. Dr. Akgül, “Skolyoz konusunda sakin kalmak çok önemli. Korkacak bir neden yok. Tedavi yöntemlerimiz oldukça çeşitlidir ve erken tanı ile ameliyat gerekliliğini önleyebiliyoruz. Modern cerrahi teknikler sayesinde, ameliyat geçiren çocuklarımız normal yaşamlarına dönebilirler” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Akgül ayrıca, “Tedavi önerileri her hasta için farklı olabilir, bu nedenle hastaya özel yaklaşımlar geliştirmek büyük bir önem taşıyor. Genellikle terziler, beden eğitimi öğretmenleri ve spor hocaları, gençlerdeki asimetrileri fark edebiliyorlar. Eğer bu tür bir durum dikkat çekiyorsa, mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmelidir” dedi.

Spor ve Skolyoz İlişkisi

Prof. Dr. Akgül, sporun skolyoz üzerindeki etkisinin yersiz bir endişe yaratmaması gerektiğini vurguladı. “Spor, skolyoz üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etkide bulunmaz. Skolyozlu çocuklar, normal bireyler gibi her tür aktiviteyi yapabilirler. Spor, skolyoz tedavisi için kritik bir unsur değildir, ancak spor yapmaları teşvik edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Sosyal Medya ve Bilgi Kirliliği

Doç. Dr. Özcan Kaya, sosyal medyada skolyoz ile ilgili artan bilinirliğin yanı sıra bilgi kirliliğinin endişe yarattığını belirterek, toplumda oluşan korkuların yanlış anlamalar sonucu kaynaklandığını dile getirdi. Kaya, “Sosyal medyadaki bilgi eksiklikleri, ailelerde gereksiz panik yaratıyor. Skolyoza dair farkındalık oluşturmak ve yanlış bilgilendirmeleri azaltmak adına önemli bir çaba gösterilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Dünya genelinde her yıl Haziran ayı, Skolyoz Farkındalık Ayı olarak kutlanmakta. Bu kapsamda, 21 Haziran’da İstanbul’daki Boğaziçi Köprüsü’nün yeşil ışıklarla aydınlatılması gibi etkinliklerle toplumsal farkındalık artırılmakta.

Programın sonunda hastane bahçesinde, farkındalığın simgesi olarak gökyüzüne balonlar bırakıldı.