Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, 2024 yılı bütçesindeki tarihsel açığı ve ekonomik politikaların tutarsızlıklarını eleştirdi. Ün, “EYT değil, israf bu ülkenin bütçesini derinden sarstı. Mali denge emekliye yüklenerek sağlanamaz” ifadelerini kullandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmasında, 2024 bütçesinin 2 trilyon 106 milyar liralık açıktan bahseden Ün, hükümetin uygulamalarını sert bir dille eleştirdi. “Bu durum sadece mali disiplinsizlik değil, bir ekonomik çöküşün özetidir” diyen Ün, hükümetin yüksek borçlanma ve faiz ödemelerini istismar ettiğine vurgu yaptı. EYT’lilerin ve emeklilerin bütçe açığının sebebi gösterildiğini ifade eden Ün, esas yükün farklı alanlarda yoğunlaştığını belirtti. SGK’ya yaptıkları bütçe transferlerinin oranlarına değinen Ün, “2024 senesinde emekli harcamalarının bütçedeki oranı yüzde 13,9. Bu rakam 2020 yılında yüzde 20,4’tü. EYT sonrası yük artmamış, aksine azalmıştır. Emeklilerin milli gelirden aldığı pay yıllar içinde düşmekte, 2024’te bu oran yalnızca yüzde 6,1. Bu, son yılların en düşük seviyesidir. Sonuç olarak EYT ekonomiyi yıkmadı; adaletsizlikler yıktı” dedi.
“Mağduriyetler ortadan kaldırılmalı”
Hükümetin ekonomik önceliklerini eleştirirken, Ün, “Kur korumalı mevduat sistemine milyarlarca lira aktarıldı, israf devam etti, kamu ihale süreçleriyle zenginlik yurt dışına aktarıldı ama emekli mağduriyetleri göz ardı edildi” şeklinde konuştu. Emekli maaşlarının reel değerinin düştüğüne dikkat çeken Ün, “Son dört ay içerisinde emeklinin maaşı TÜİK verilerine göre 1.709 lira, ENAG verilerine göre ise 2.553 lira değer kaybetti. Açlık sınırında kalan emekliler, bu ülkenin utancıdır” dedi. Emeklilik sistemindeki adaletsizliklere değinen Ün, borçlanma, çıraklık ve staj gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması amacıyla Meclis’e davette bulundu. “Doğum, askerlik ve yurtdışı borçlanması gibi süreler prim gün sayımında dikkate alınmıyor. 1999 öncesindeki çırak ve staj süreleri komple kapsam dışı kalıyor. 2 kat fazla prim ödemelerine rağmen yaş kıstaslarıyla keskin bir ayrımcılığa uğramaktadırlar. Bu Meclis, bu adaletsizlikleri düzeltme yönünde henüz harekete geçmedi. Bu sorunları göz önünde bulundurmak ve sistemi adil bir şekilde yeniden yapılandırmak Meclis’in yükümlülüğüdür. Yaşanan mağduriyetlerin gözden kaçırıldığı bu sistem değişim gerektiriyor. Adaletli bir reform kaçınılmazdır” diye sözlerini tamamladı.