15. Türkiye Gıda Kongresi’nde Organik Ürünler Üzerine Derinlemesine Analizler
Sakarya Üniversitesi’nde gerçekleşen 15. Türkiye Gıda Kongresi, gıda bilimi ve tüketici davranışlarını ele alan önemli araştırmalara ev sahipliği yapıyor.
Kongrede Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Fatih Bilici, “Tüketici Zihninde Organik Süt: Geleneksel İmgeler, Estetik Stajyerler ve Güven Problemi” başlıklı projesini sundu. Bilici, bu çalışmasında tüketicilerin organik ürünlere karşı duyduğu algıyı 12 kişiyle gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler aracılığıyla inceledi. Yapılan bu görüşmeler, organik ürünlerin hangi kavramlarla tanımlandığını ve tüketicilerin güven duyduğu unsurları açığa çıkardı.
Görsel Unsurların Rolü
Bilici, tüketicilerin organik süt algısının şekillenmesinde görsel sadelik ve doğallığın önemli bir yer tuttuğunu ifade etti. Katılımcılar, pastel tonlarda ve az yazının bulunduğu, dağ veya inek görsellerine sahip ambalajların organik olarak algılandığını dile getirdi.
Aynı zamanda organik ürünlerin sadece sağlıkla ilişkilendirilmediğine de değinen Bilici, nostalji temasının bu görüşmelerde sıklıkla öne çıktığını aktardı. Tüketicilerin organik ürünler dendiğinde, köyde büyüklerinden öğrettikleri süt, yoğurt ya da balı hatırladıklarını belirtmesi, bu ürünlerin sadece gıda olmaktan öteye geçerek geçmişe olan özlemin simgesi haline geldiğini gösteriyor.
Ambalaj ve Tüketici Güveni
Ambalaj üzerindeki sertifika işaretleri ve kodlar hakkında da görüşlerini paylaşan Bilici, bu bilgilerin tüketiciler tarafından fark edildiğini ancak genellikle anlaşılamadığını ifade etti. Bu durumun, bilgi ve eğitim eksikliğinden kaynaklandığını vurguladı. Tüketicilerin teknik terimleri çözememesi nedeniyle, organik ürünlere dair değerlendirmelerini daha çok ambalajın görsel unsurlarına dayandırdığını belirtti.
Bilici, araştırmanın sonuçları ışığında, organik ürünler ile ilgili güven probleminin hem üretim süreçlerinden hem de markaların iletişim yöntemlerinden kaynaklandığını açıkladı. Tüketici güvenini artırmak amacıyla sade, anlaşılır ve şeffaf bir iletişim tarzının gerekliliğine dikkat çekti.