Reflü Hastalığı Artış Gösteriyor: Tedavi Edilmezse Ciddi Sonuçlar Doğurabilir

Editör
3 Min Read

Modern Yaşamın Tehlikeleri: Reflü Hastalığına Dikkat!

Bugünün koşulları altında ortaya çıkan stres, düzensiz beslenme ve fiziksel hareketsizlik, gastroözofageal reflü hastalığının yaygınlığını giderek arttırıyor. Reflü, mide asidinin ve içeriğinin yemek borusuna geri dönmesi sonucu meydana gelen, süreklilik gösteren bir sindirim rahatsızlığıdır. Medicana Sağlık Grubu’ndan Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, reflünün sadece yaşam konforunu etkilemekle kalmayıp, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı.

Reflünün Belirtileri ve Yanlış Algılamalar

Reflü hastalığı genellikle basit bir mide yanması olarak değerlendirilse de, aslında göğüs, boğaz, solunum yolları ve yutma fonksiyonları üzerinde birçok etkiye neden olan farklı semptomlarla kendini gösterebilir. Medicana Konya Hastanesi’nden Doç. Dr. Bilal Toka, kalp ağrısı gibi hissedilen göğüs ağrılarının önemli bir kısmının reflü kaynaklı olabileceğini belirtti.

Reflü Tedavi Edilmezse Tehlikeli Olabilir

Reflünün esas nedeni, mide ile yemek borusu arasındaki alt özofagus sfinkterinin işlevinde yaşanan bir aksaklıktır. Mide asidinin, bu kapakçığın düzgün çalışmaması nedeniyle yemek borusuna sızdığını ve buradaki koruyucu dokunun zarar görmesine sebep olduğunu aktaran Doç. Dr. Toka, “Reflünün en yaygın belirtileri göğüs yanması, ağızda acı ya da ekşi tat, midede ağrı ve yutma zorluğudur. Ayrıca, ses kısıklığı, uzun süreli öksürük, boğazda yanma hissi ve özellikle gece artan nefes darlığı da reflüyle ilişkilendirilebilmektedir” şeklinde konuştu. Yapılan araştırmalar, kalp ağrısı düşünülerek acil servise başvuran hastaların yarısında sebebin reflü olabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, tekrarlayan göğüs ağrıları, uzun süreli mide yanması ve boğaz rahatsızlığı yaşayan bireylerin mutlaka kullanılmalarının gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Yanlış Tedavi Sonuçları: Kanser Riski!

Zamanla tedavi edilmeyen reflü, yemek borusunda iltihaplanmalara yol açabilmektedir. Doç. Dr. Toka, uzun vadede bu durumun ülser, kanama, yemek borusunda darlık ve yutma güçlüğü gibi sorunlara neden olabileceğini belirtti. Ayrıca, uzun süreli reflü hastalığında Barrett özofagusu gelişip, bu durumun da yemek borusu kanseri için önemli bir risk teşkil ettiğini vurguladı. Reflü hastalığı tedavi edilmediğinde, kronik farenjit, larenjit, diş problemleri, sinüzit atakları ve benzeri solunum sorunları da ortaya çıkabilmektedir.

Yaşam Tarzı ve Beslenme: Tedavi Sürecinin Belirleyicileri

Doç. Dr. Bilal Toka, reflü tedavisinde yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının büyük önem taşıdığını ifade etti: “Aşırı kilo, sigara ve alkol tüketimi, yağlı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, kafeinli ve gazlı içecekler reflü şikayetlerini artırabilir. Ayrıca, geç saatlerde yemek yeme ve tok karnına yatma da durumu olumsuz etkiliyor.”

Reflü hastalığının teşhisinde hastaların şikayetlerinin yanı sıra endoskopi ve gerekirse pH incelemeleri gibi yöntemler kullanılmaktadır. Tedavi sürecinde yaşam tarzı değişiklikleri ve mide asidini azaltan ilaçlar ön plandadır. Bazı hastaların ise endoskopik veya cerrahi müdahalelere ihtiyaç duyabileceğini belirten Toka, “Uzun süren reflü şikayetleri, ilaçlara cevap alınamaması, yutma güçlüğü ya da kilo kaybı yaşayan hastaların, zaman kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurmaları önemlidir.” dedi.

Bu Haberi Paylaş
Yorum yapılmamış