Pamukkale Sağlıklı Hayat Merkezi’nde diyetisyen olarak görev yapan Emine Ayvaz, Ramazan ayında sağlıklı kalmak, aktif bir yaşam sürdürmek, kilo kontrolünü sağlamak ve zihinsel ile fiziksel dengeyi koruyarak oruç tutabilmek adına beslenme tavsiyelerinde bulundu.
Ayvaz, Ramazan boyunca açlık süresinin 13-14 saate ulaşmasıyla, günlük yemek alışkanlıklarının ve öğün sayısının değişmesinin, oruç tutanların kan şekerlerinin ve tansiyonlarının düşmesine yol açabileceğini belirtti. Aynı zamanda, vücudun ısısının düşmesi nedeniyle üşüme, halsizlik ve baş ağrısı gibi durumların yaşanabileceğini ifade eden Diyetisyen, iftara kadar mide asit düzeylerinin artışı ve vücut suyunun azalmasının da söz konusu olabileceğini aktardı. Oruç tutacak kişilerin yüksek protein içeren, sıvı ihtiyaçlarını karşılayacak besinler tercih etmenin önemini vurgulayan Ayvaz, “Sahurda tüketilmesi gereken peynir, yumurta, süt veya yoğurt gibi ürünlerle birlikte 1-2 dilim kepekli ekmek, çiğ sebzeler, bir porsiyon meyve ve bir miktar ceviz veya çiğ tahin, kan şekerinizi dengelemenizde yardımcı olacaktır. Sahura gitmeden 20 dakika önce veya sonra bol miktarda su içilmeli ve aşırı yağlı ile tuzlu gıdalardan kaçınılmalıdır” şeklinde uyarıda bulundu.
İftarda midenin fazla zorlanmaması gerektiğini belirten Diyetisyen Ayvaz, “İftara çorbayla başlayarak ardından 10-15 dakika beklemek önemlidir. Gün boyunca düşük olan kan şekerini dengelemek için bir veya iki adet hurma ya da kuru kayısıyla orucu açmak, ardından bir kepçe çorba içerek devam etmek gerekmektedir. Daha sonra hazmı kolaylaştırmak amacıyla 10-15 dakikalık aralar vermek ve ardından ana yemeğe geçmek önerilmektedir. İftarın iki aşamaya ayrılması faydalı olacaktır. Ana yemekte ise kırmızı veya beyaz et, kuru baklagiller, zeytinyağlı sebzeler, salata, yoğurt ve 1-2 dilim tam tahıllı ekmek gibi seçenekler tercih edilmelidir. Yavaş yemek ve iyi çiğnemek önemlidir” dedi.
Ayrıca, Ramazan süresince tatlı ve sıvı tüketimi konusunda dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Ayvaz, “Haftada iki kez sütlü veya meyveli tatlıları ara öğün olarak ekleyin. Beslenmedeki değişimden kaynaklanabilecek kabızlığı önlemek için lif ve posa açısından zengin gıdalar tüketmek büyük önem taşır. Zengin sirkeli, sumaklı ve susamlı salatalar bu konuda iyi bir seçenek olacaktır. Yeterli sıvı alımını sağlamak adına iftardan sonra her yarım saatte bir bardak su içilmesi ihmal edilmemelidir. Aynı zamanda çay ve kahvelerin idrar söktürücü etkisi suyun atılmasına ve ödem oluşumuna neden olur; bu nedenle yemeklerden 1.5-2 saat sonra ve az miktarda tüketilmelidir. İftardan bir saat sonra şişkinlik veya hazımsızlık yaşamamak ve metabolizma hızını artırmak için hafif tempolu yürüyüşler yapılması da önerilmektedir” şeklinde konuştu.