Prof. Dr. Devrim Akgündüz’den Eğitimde Köklü Değişim Çağrısı
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. Devrim Akgündüz, Türkiye’deki 4+4+4 eğitim sisteminin çocukların gelişim özelliklerine uyum sağlamadığını vurgulayarak, ülkenin bireyselleştirilmiş ve yönlendirmeye dayalı bir model ile eğitime yön vermesi gerektiğini açıkladı. Öğrencilerin potansiyelinin en iyi şekilde değerlendirilmesi için “Eğitim sisteminde esnek ve yönlendirme temelli 1+5+3 modeline geçilmesi faydalı olacaktır” dedi.
4+4+4 Modelinin Sorunları
Prof. Dr. Akgündüz, uzun yıllardır uygulanan mevcut eğitim sisteminin, çocukların yaş ve gelişimsel düzeylerini göz önünde bulundurmadığını belirtti. Bu durumun eğitimde verimsizlik, motivasyon kaybı ve uyumsuzluk gibi sorunlara yol açtığını ifade eden Akgündüz, “Zorunlu eğitim, bireyleri kalıplara sokar ancak bireyselleştirilmiş eğitim, toplumun potansiyelini açığa çıkarır” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Yeni Eğitim Modeli; 1+5+3
Önerilen 1+5+3 modelinin yalnızca yapısal bir yenilik olmadığını, pedagojik açıdan da bir gereklilik teşkil ettiğini belirten Akgündüz, modelin erken çocukluk eğitimi ile başlayıp, ardından beş yıllık bir ilkokul sürecinin gelmesi gerektiğini söyledi. Beşinci sınıf öğrencilerinin büyük ölçüde ilkokul düzeyinde olduğunu belirten Akgündüz, çocukların ortaokul ortamına erken geçişinin sistemin verimliliği üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade etti.
Yönlendirme Hedefinde Eksiklikler
Türkiye’de eğitim yönlendirme süreçlerinin hala yeterli bir yapıya kavuşturulmadığını belirten Prof. Dr. Akgündüz, bu noktada aile tercihlerinin ve rastgele seçimlerin ön planda olduğunu kaydetti. Yönlendirme sürecinin çocukluk döneminden itibaren sistematik bir biçimde başlaması gerektiğini vurgulayan Akgündüz, her ilçede Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Yetenek ve Yönlendirme Birimlerinin kurulmasının önemine dikkat çekti.
Yetenek Geliştirme Süreci
Prof. Dr. Akgündüz, çocukların ilk ilgi ve eğilimlerinin erken yaşta belirlenmesinin gerekliliğini vurgulayarak, ilkokul döneminde öğretmen gözlemlerinin ve projelerin kalitesinin artırılması gerektiğini belirtti. Ortaokul döneminde ise rehberlik öğretmenleri ile işbirliği içinde bireysel yönlendirme raporlarının hazırlanmasının önemine işaret etti.
Akademik Başarıya Alternatif Yollar
Akademik başarı gösteremeyen öğrencilerin eğitim sisteminden dışlanmak yerine, Avrupa Birliği uyumlu meslek edindirme programlarına yönlendirilmeleri gerektiğine dikkat çeken Akgündüz, bu programların yetenek ve yönlendirme birimleri aracılığıyla denetlenmesi gerektiğini ifade etti.
Sosyal Adalet ve Eğitimde Dönüşüm
“Her çocuğun yetenekli olduğunu” belirten Prof. Dr. Akgündüz, önemli olanın bu yeteneklerin doğru yönlendirme ile ortaya çıkarılması gerektiğini kaydetti. Eğitim sisteminde yapısal değil, düşünsel bir dönüşümün zamanı geldiğini belirten Akgündüz, potansiyele dayalı ve bilimsel bir model ile tüm öğrencilerin kendi yollarını bulabilecekleri bir eğitim sisteminin mümkün olduğunu dile getirdi.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı