Nükleer Tıp Alanında Başkent Üniversitesi’nden Önemli Açıklamalar!

Başkent Üniversitesi Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Nükleer Tıp Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Neşe Torun, nükleer tıbbın sağlıkta önemine değinerek, 35.000 hastaya PET-BT, 4.000’e yakın hastaya RAI tedavisi ve 186 hastaya LU-177 PSMA tedavisi uygulandığını belirtti.

Başkent Üniversitesi Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Nükleer

Başkent Üniversitesi Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Nükleer Tıp Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Neşe Torun, sağlıktaki yeri ve sundukları hizmetler hakkında bilgi verdi. Dr. Torun, “Kuruluşumuzdan bu yana, nükleer tıp alanındaki dört uzman doktor ve 15 teknisyenle hastalarımıza danışmanlık yapıyoruz. Nükleer tıp, birçok organ ve sistem rahatsızlığının teşhisinde, özellikle kanser alanında, radyoaktivite kullanarak önemli bir işlev görüyor,” dedi.

Ayrıca, tanı için kullanılan Sintigrafi ve PET-BT (Pozitron Emisyon Tomografi) cihazlarına değinen Dr. Torun, “PET-BT, yalnızca kanserin tespitinde değil, psikiyatri, nöroloji ve enfeksiyon hastalıklarında da geniş bir aplikasyon sahasına sahip. Bugüne dek merkezimizde 35.000’in üzerinde hastaya bu hizmeti sağladık,” ifadelerini kullandı.

Nükleer tıbbın tedavi süreçlerinde de kritik bir fonksiyona sahip olduğunu vurgulayan Dr. Torun, “RAI tedavisi halk arasında atom tedavisi olarak bilinir ve tiroit kanseri ile hipertiroidi tedavisinde sıklıkla tercih edilmektedir. Şimdiye kadar merkezimizde 4.000’in üzerinde bu tür hastayı tedavi ettik. Ayrıca tiroit, boyun ultrasonu ve tiroit ince aspirasyon biyopsisi gibi işlemleri gerçekleştirerek 100.000’i aşkın hastaya hizmet verdik,” dedi.

Prostat kanseri ve nöroendokrin tümör tedavisinde yenilikçi uygulamaların öncüsü olduklarını ifade eden Dr. Torun, “2015 yılından bu yana hormone dirençli prostat kanserlerinde LU-177 PSMA ve RA-223 tedavilerini başarıyla uyguluyoruz. Türkiye’deki en fazla tedavi yapan merkezlerden biri olarak, 186 hastaya söz konusu tedavileri gerçekleştirdik,” şeklinde bilgi verdi.

Cerrahi aşamalardaki önemi de açıklayan Dr. Torun, “Tiroit ve paratiroit cerrahisi öncesinde hastalarımızı USG ve sintigrafi ile değerlendiriyoruz. Cerrahi alanı radyoaktif madde ya da emniyet kalemiyle işaretleyerek, cerrahın doğru bölgeyi daha hızlı bulmasına yardımcı oluyoruz,” diye konuştu.

Son olarak, nükleer tıbbın sağlık alanındaki etkisinin arttığına dikkati çeken Dr. Torun, “Nükleer tıp, tanı ve tedavi süreçlerinde giderek daha fazla önem kazanacak. Özellikle kanser ve diğer hastalıkların tedavisinde, nükleer tıbbın rolü gelecekte çok daha belirgin hale gelecektir,” diyerek sözlerini tamamladı.