Multipl Skleroz: Küresel Bir Nörolojik Sorun
Dünya genelinde yaklaşık 3 milyon bireyi etkileyen multipl skleroz (MS) hakkında bilgiler paylaşan Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Yakup Türkel, “MS tanısı genellikle 20 ile 50 yaşları arasında koyulmaktadır. Bu hastalığın kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre iki ila üç kat daha fazladır. Her beş dakikada bir kişiye MS tanısı konuluyor olması, erken teşhis ve etkili tedavinin sağlanması adına toplumun bilgilendirilmesinin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
MS’in Belirtileri ve Nedenleri
MS hastalığı, merkezi sinir sistemine (beyin ve omurilik) zarar veren kronik bir otoimmün durumdur. Bağışıklık sisteminin sinir hücrelerini sararak koruyan miyelin kılıfına saldırması neticesinde hastalık meydana gelir. Doç. Dr. Türkel, “Bu saldırı sonucunda oluşan iltihaplar ve hasarlar, sinir iletimi üzerinde olumsuz etkilere yol açarak çok sayıda nörolojik belirtinin ortaya çıkmasına sebep olabilir.” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Türkel, “Bulanık veya çift görme, kaslarda güçsüzlük, uyuşma ve karıncalanma, denge kaybı, baş dönmesi, hafıza problemleri ve yorgunluk gibi MS belirtileri sıklıkla ataklar halinde meydana gelir, ancak zamanla sürekli bir seyre de geçebilir.” şeklinde konuştu.
Hastalıkla Başa Çıkma Yöntemleri
Şu anda MS’in tamamen iyileştirilmesine yönelik bir tedavi yöntemi mevcut değildir; bununla birlikte hastalığın ilerlemesini yavaşlatan ve yaşam kalitesini artıran çeşitli medikal ve fizik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Doç. Dr. Türkel, “Erken tanı ve tedavi sürecinin önemi göz ardı edilmemelidir.” dedi.
Herkes İçin Farkındalık ve Dayanışma
MS hastalarının yaşadığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla dünya çapında çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu bağlamda, Doç. Dr. Türkel, “Her 5 dakikada bir kişiye MS tanısı konulduğu dikkate alındığında, hastalığın erken tanınması ve tedaviye erişimin sağlanması için halkın bilinçlendirilmesi hayati öneme sahiptir. MS’li bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak ve sağlık hizmetlerine erişimlerini artırmak üzere toplumun tüm unsurlarının, özellikle sağlık otoritelerinin iş birliği halinde hareket etmesi gerekmektedir.” dedi.