Bolu’nun Mudurnu ilçesinde 2011 senesinde başlayan Burj Al Babas projesine ilişkin yürütülen soruşturma neticesinde, 13 sanık hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla 885’er yıl hapis cezası talep eden bir iddianame hazırlandı. Sarot Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Yerdelen, projedeki gecikmelerin birçok nedeni olduğunu belirterek, “Altı yıl süren gecikmelerin arkasında çeşitli sebepler mevcut. Konkordato ilan edildi, iflas sürecine gidildi, Covid-19 pandemisi yaşandı. Birçok sebepten dolayı gecikmeler oldu.” şeklinde konuştu.
2011 yılında Mudurnu’da inşaatına başlanan Burj Al Babas projesi ile ilgili olarak 13 kişi hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçlaması ile 885’er yıl hapis cezası talep eden bir iddianame düzenlendi. Bu projeyle 350 villanın Körfez ülkelerindeki yatırımcılara satışı gerçekleştirildi; ancak inşaatın tamamlanamaması sebebiyle 59 kişi şikâyetçi durumda. Sanıklar arasında projeyi yöneten Sarot Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Yerdelen, yöneticiler Adem Tekgöz ve Mezher Yerdelen de yer alıyor.
2014-2018 yılları arasında projeyi yürüten şirketlere ait 1.041 işlemde yaklaşık 67 milyon 180 bin dolarlık bir para akışı gerçekleştiği, MASAK raporlarında ifade edildi. Yatırımcıların tamamının Kuveytli iş insanları olduğu da belirtiliyor. İddianamenin daha önce iade edildiği ancak savcılığın itirazı ile tekrar İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiği öğrenildi.
Ayrıca, Burj Al Babas projesinin mevcut durumu, yapıların içi ve dışı dron ile havadan görüntülendi. Dava süreci hakkında değerlendirmelerde bulunan Mehmet Emin Yerdelen, “Altı yıl gecikmenin nedenleri var. Konkordato süreci, iflas, Covid-19 gibi pek çok gecikmeye neden olan faktör var. Burj Al Babas’ın tapularının büyük kısmı hak sahiplerine verilmiş durumda. Kalan kısmında bazıları paralarını ödememiş, bazıları ise gelip tapularını almamış. Açılan davadaki 59 kişinin ifadeleri bile alınmamışken, bizim ifadelerimiz alınmış durumda. Gerçeklerle ilgisi olmayan iddialar var.” ifadelerini kullandı.