Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mudanya’da Yıkım Tebliğlerine Tepki: İmar Yasası Mağduriyetleri Gündemde

Mudanya’nın Mesudiye Mahallesi’nde İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu, yıkım kararlarını protesto eden vatandaşlarla bir araya gelerek, yıkılan yapıların yalnızca binalar olmadığını, umut ve hayalleri de yok ettiğini belirtti. Hacıoğlu, imar planlarının eksikliği ve mevcut İmar Barışı Yasası’nın sorunları nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin acilen çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti.

Mudanya’nın Mesudiye Mahallesi'nde İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu,

Mudanya’da Yıkım Kararları Protesto Edildi

Mudanya’nın Mesudiye Mahallesi’nde İmar Yasası’na takılanlar derneği başkanı İbrahim Hacıoğlu, 23 Haziran Pazartesi günü Mudanya Belediyesi tarafından gönderilen yıkım tebligatının ardından vatandaşlarla bir araya geldi. Protesto gösterisine katılan vatandaşlar, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’tan destek talep etti.

Yıkılan Bir Yapı Değil, Umutlar Yıkılıyor

Başkan Hacıoğlu, yaptığı basın açıklamasında, “İlk önce yıkılanlar sadece bir yapı değil; burada emeğimiz, umutlarımız ve hayallerimiz de yok oluyor. Bu yıkımlar sayesinde hem bireysel hem de milli servetimiz zarar görüyor. 2025 Aile Yılı’nda evlerimizin yıkıldığını görmek üzüntü verici.” ifadelerini kullandı. Hacıoğlu, derneklerinin 2018’de yürürlüğe giren ve kamuoyunda ‘İmar Barışı’ olarak bilinen 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. madde çerçevesinde ruhsatsız yapılar için verilen yapı kayıt belgelerinin iptaliyle yaşanan mağduriyetleri dile getirmek üzere kurulduğunu belirtti.

İmar Planlarının Eksikliği Sorunları Artırıyor

Açıklamalarına devam eden Hacıoğlu, “5216 sayılı Büyükşehir Yasası’nın geçici 1. maddesi gereğince, büyükşehir belediyeleri, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla iki yıl içinde 1/25.000 ölçekli nazım imar planlarını tamamlamak zorundadır. Ancak bu yükümlülük yerine getirilmediğinden köylerde tarım, hayvancılık ve barınma gibi hayati konularda büyük sıkıntılar yaşanıyor” dedi. Her geçen gün derneğe katılan üye sayısının arttığını vurgulayan Hacıoğlu, bu durumun vatandaşların yaşadığı sıkıntıları gözler önüne serdiğine dikkat çekti.

Hacıoğlu, 2018 İmar Barışı Yasası’nın “Yapının depreme dayanıklılığı malikin sorumluluğundadır” maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna vurgu yaptı ve Anayasa Mahkemesi’nin bu maddeyi iptal ettiğini hatırlatarak, yasa üzerindeki sorunların acilen yeniden ele alınması gerektiğini dile getirdi.

Mahallelerdeki Yetersizlikler ve Kamu Hizmetleri

Bölgedeki eski köylerden Mesudiye, Eğerce, Söğütpınar ve Esence mahallelerinde imar planı olmadığı için sayısız yapının kaçak duruma düştüğüne dikkat çeken Hacıoğlu, belediyeye ruhsat başvurusu yapan yine bu mahallelerden vatandaşların taleplerinin sürekli olarak reddedildiğini belirtti. “Karşılaştıkları yıkım kararları, kesilen ceza faturaları ve açılan davalar insanları çaresiz bırakıyor. Hukuki yollar arayan vatandaşlar son olarak yıkımla yüzleşiyorlar” dedi.

Hacıoğlu, bölgenin Bursa’nın en değerli yerlerinden biri olduğunu ve mülteci ailelerin burada yaşamaya başladığını belirtti. Burada yaşayanların, kendi arazilerine tek veya iki katlı köy evleri inşa ettiklerini ifade etti. Mudanya’nın çeşitli alanlarında sağlanan kamu hizmetlerinin yetersizliğini vurgulayan Hacıoğlu, özellikle postane, sağlık hizmeti, okul gibi temel ihtiyaçların eksikliğine dikkat çekti.

Geçmişte Verilen Sözler Hava Dağıldı

Zamanla artan nüfusu ve kentten taşınmaları örnek gösteren Hacıoğlu, çeşitli siyasi liderlerin bölgeyi ziyaret ederek oy talep ettiklerini fakat somut bir hizmet sunmadıklarını vurguladı. “Belediyenin kendi yaptığı kaçak yapılar bile mevcut. Bunlar bazen etkinliklerde kullanılıyor” ifadelerini kullandı.

Son olarak, merkezi hükümete ve TBMM’ye çağrıda bulunan Hacıoğlu, mülkiyet sorunlarının giderilmesi için yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulması gerektiğini belirtti. “Kentsel dönüşüm projeleri, mülkiyet sorunları çözülmeden ilerleyecek bir durum değildir. Aksi takdirde yine milyonlarca vatandaş mağdur olacak” diyerek sözlerini tamamladı.