Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mudanya Üniversitesi’nde Gazze’deki İnsani Krize Dikkat Çekildi: ‘İlk Dersim Gazze’ Düzenlendi

Mudanya Üniversitesi, 2025-2026 akademik yılı açılış dersi olarak “İlk Dersim Gazze” etkinliğini düzenledi. Kütahya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Filistin meselesinin insanlık vicdanıyla ilgili olduğunu vurguladı. Mudanya Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl ise Gazze’deki duruma dikkat çekerek, bu durumun bir soykırım olduğunu ifade etti.

Mudanya Üniversitesi, 2025-2026 akademik yılı açılış dersi olarak "İlk Dersim

2025-2026 Akademik Yılı Mudanya Üniversitesi’nde Başladı

Mudanya Üniversitesi, 2025-2026 akademik yılına “İlk Dersim Gazze” başlıklı etkinlik ile merhaba dedi. Bu açılış dersini, Kütahya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak verdi.

İnsanlık Dramına Dikkat Çekildi

Dersin açılışında konuşan Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Gazze’de iki yıldır devam eden ölüm olaylarına dikkat çekerek, “Bu nasıl bir insanlık anlayışıdır? Filistinlilerin öldürülmesi bazıları için bir sevap olarak görülüyor. Bunu lanetliyorum. İçimiz parçalanıyor. Böyle bir soykırıma daha önce tanık olunmadı. Filistinliler bizim kardeşimizdir ve bunu asla unutmamalıyız” diye belirtti.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kızıltoprak, Filistin konusunun yalnızca bir coğrafya veya siyaset meselesi olmadığını, aynı zamanda tarihi bir insanlık sınavı olduğunu söyledi. Haritaların değil, insan onurunun; politik hesapların değil, tarihi sorumluluğun öncelikli olması gerektiğine dikkat çeken Kızıltoprak, “1880’li yıllarda Filistin’de yaşayan Yahudi sayısı yaklaşık 20 bin civarındaydı. 1917 yılında bu sayı 60 bine çıktı. Bugün ise bu rakam 9 milyona ulaşmıştır. Bu gözle görülür değişim, sadece doğal nedenlerle açıklanamaz. Avrupa’daki antisemitizm, zorunlu göçler ve uluslararası etkenlerin pek çok etkisi var. Bugünün bedeli, Filistinli sivillere ödetilmektedir” diye ekledi.

Filistin Sorunu ve Türk Sorumluluğu

Kızıltoprak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer Filistin, 868 yılından beri Türk topraklarına dâhil olmasaydı ya da 1516’dan 1917’ye kadar Osmanlı yönetiminde kalmasaydı, yine de bugün yaşanan insanlık suçları ve savaş hukuku ihlalleri nedeniyle şu anki durumumuz değişmeyecekti. Biz Türk milleti, yüreği olan bireyleriz. Filistin toprakları, tarihsel, kültürel ve dini açıdan bizim parçamızdır ve 21. yüzyılda medeni uluslar bu vahşete karşı duruş sergilemelidir. Uluslararası toplum yeni bir sınavdan geçmektedir. Türkiye’nin insani yaklaşımı ve diplomatik çabaları önemli bir etki yaratırken, İslam dünyası ve Arap ülkeleri daha neyi beklemektedir?”

Bu etkinlik, öğrencilerin ve katılımcıların sadece akademik bir başlangıç değil, aynı zamanda dünya üzerindeki insanlık meselelerine karşı duyarlılık geliştirmeleri açısından büyük bir anlam taşıyor.