Mikrobiyota Sağlığı İçin Beslenmeye Dikkat!

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşegül Akkaya Erden, bağırsak mikrobiyotasının gelişiminde beslenmenin kritik bir rol oynadığını söyledi. Anne sütü ve çeşitli gıdaların mikrobiyotayı şekillendirdiğini belirten Erden, Akdeniz diyetinin faydalarını vurguladı. Ayrıca, kaliteli yağ ve fermente gıdaların mikrobiyota sağlığını desteklediğini ifade etti.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşegül Akkaya Erden, bağırsak mikrobiyotasının gelişiminde

Bağırsak mikrobiyotası, insan vücudundaki sindirim sisteminde bulunan bakteriler, virüsler ve mantarlar gibi mikroorganizmaların oluşturduğu karmaşık bir ekosistemdir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşegül Akkaya Erden, bu mikrobiyota sağlığının en önemli belirleyicilerinden birinin, kişinin beslenme alışkanlıkları olduğunu ifade etti.

Acıbadem Eskişehir Hastanesi’nde görev yapan Uzman Erden, “mikrobiyota” teriminin, sindirim sistemindeki iyi ve kötü mikroorganizmaların topluluğunu temsil ettiğini açıkladı. Ayrıca, mikrobiyotanın gelişimini etkileyen faktörler arasında doğum şeklinin, annenin mikrobiyotasının, anne sütü alımının, çevresel bakterilere maruziyetin, antibiyotik ve probiyotik kullanımıyla birlikte beslenmenin önemli rol oynadığını belirtti. Mikrobiyota gelişimi tamamlandıktan sonra bile bu etmenlerin etkisini sürdürdüğünü, beslenmenin en kuvvetli etkiyi bıraktığını ifade etti.

Bağırsaktaki mikroorganizmaların bazı vitaminlerin sentezine ve belirli besin bileşenlerinin ayrışmasına katkıda bulunduğunu belirten Diyetisyen Erden, anne sütünün bebekler için mikrobiyota gelişimi açısından kritik bir kaynak olduğunu söyledi. Ek gıdaya geçiş sürecinde besin seçimlerinin mikrobiyotayı şekillendirdiğine dikkat çekti. Bağırsak mikrobiyotasının genellikle 2-3 yaşlarında yetişkin seviyesine ulaştığını ekledi.

Beslenme çeşitliliğinin bağırsak mikrobiyotası üzerinde farklı etkiler yarattığını vurgulayan Erden, farklı coğrafyalardaki toplumların mikrobiyotalarının uzun süreli beslenme alışkanlıkları ile ilgili çalışmalarla incelendiğini açıkladı. Genetik ve antibiyotik kullanımının çevresel faktörler olarak dikkate alınsa bile, mikrobiyota üzerindeki en belirgin etkenin beslenme alışkanlıkları olduğunu ifade etti. Glutensiz diyetlerin polisakkarit alımını kısıtlayarak bağırsaktaki yararlı bakterilerin azalmasına yol açabileceğini belirtti ve Akdeniz diyetinin mikrobiyota üzerindeki olumlu etkilerinden bahsetti. Ayrıca vejetaryen diyetlerin etkileri üzerinde tutarlı sonuçlar bulunmadığını aktardı.

Diyetin polifenol açısından zengin besinlerle desteklenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Diyetisyen Erden, bu tür besinlerin bağırsak sağlığına yardımcı olması için çeşitli etkili mekanizmalarla katkı sunduğunu ifade etti. Ayrıca, diyet proteinlerinin de mikrobiyotayı dengelemek için önemli olduğunu, bu nedenle protein miktarının önerilen alım düzeylerini aşmayacak şekilde sınırlanması gerektiğini sözlerine ekledi. Diyet yağlarının çeşidi ve miktarının bağırsak mikrobiomu üzerinde belirleyici bir etkisi olduğunu ifade eden Erden, aşırı yağ alımının mikroba çeşitliliğini azalttığını, dengeli ve kaliteli yağların ise bağırsak sağlığı açısından faydalı olduğunu vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü ve birçok bilimsel araştırmanın, düzenli olarak prebiyotik ve probiyotik tüketiminin mikrobiyota sağlığını desteklediğini gösterdiğini belirten Erden, yoğurt, turşu gibi fermente gıdalar ile sarımsak ve soğan gibi prebiyotik içeren sebzelerin mikrobiyotayı güçlendirmede önemli bir rolü olduğunu ifade etti. Bağırsak mikrobiyotasının beslenme ile sıkı bir ilişki içerisinde olduğunu belirterek, bireylerin bağırsak florasının tükettikleri gıdalara bağlı olarak şekillendiğini ve sağlıklı bir bağırsak düzeninin doğru beslenme ile mümkün olduğunu sözlerine ekledi.