Meme Kanseri Türkiye’de Kadın Kanserlerinin Çeyreğini Oluşturuyor: Erken Tanı Hayati Öneme Sahip

Meme Kanseri Türkiye’de Yaygın Bir Tehdit Oluşturuyor

Dünya genelinde her yıl 2,3 milyon kadının hayatını etkileyen meme kanseri, Türkiye’de kadınlarda görülen kanser vakalarının yaklaşık yüzde 25’ini oluşturuyor. Meme Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Halit Özgül, erken tanının önemine vurgu yaparak, “Meme kanseri tedavi oranı, erken evrede tespit edildiğinde yüzde 99’a kadar çıkabilir,” ifadelerini kullandı.

Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

Meme kanserinin en büyük tehlikesinin erken teşhis eksikliği olduğunu belirten Özgül, “Erken evrede yakalanan durumlarda tedavi süreci daha kısa, maliyeti daha düşük ve başarı oranı yüksek olmaktadır,” dedi. Kendi kendine muayene ve düzenli sağlık kontrollerinin önemine dikkat çeken Özgül, bu yöntemlerin hastalığın belirti vermeden tespit edilmesine yardımcı olabileceğini kaydetti. 20 yaşından itibaren her kadının ayda bir kere kendi kendine muayene yapması ve 40 yaşında mamografi taramalarına başlaması önerilmektedir.

Belirtilere Dikkat Edin

Meme kanserinin uyarıcı işaretlerini aktaran Özgül, “Sert ve ağrısız kitleler, meme asimetrileri, cilt değişiklikleri ve meme başından gelen akıntı gibi belirtiler dikkate alınmalıdır,” uyarısında bulundu. Herhangi bir belirti durumunda derhal bir uzmana başvurulması gerektiğinin altını çizdi.

Risk Faktörlerini Tanıyın

Kadın olmanın meme kanseri için en önemli risk faktörlerinden biri olduğunu belirten Özgül, yaş, aile öyküsü, obezite, hareketsiz yaşam gibi unsurların da risk oranını artırdığını dile getirdi. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz yapma ve zararlı alışkanlıklardan kaçınmanın önemli koruma yöntemleri olduğunu ifade etti.

Modern Cerrahi Yöntemlerle Başarı Sağlanıyor

Meme kanserinde cerrahi tedavi yöntemlerinin gelişimiyle etkili sonuçlar alındığını paylaşan Özgül, “Cerrahi, erken evrede sağkalım ve yaşam kalitesini etkileyen en önemli faktördür,” dedi. Tümörlerin çıkarılması ve estetik kaygıların gözetilmesi amacıyla uygulanan onkoplastik cerrahi ve rekonstrüksiyon yöntemleriyle hem sağlık hem de estetik hedeflere ulaşmanın mümkün olduğunu vurguladı.