Mehmet Övet’in Hayatta Kalma Mücadelesi
Marmaris’te yaşayan 47 yaşındaki Mehmet Övet, geçirdiği birçok kaza nedeniyle çevresinde “9 canlı adam” olarak anılmakta. Kafasında ve göğüs bölgesinde çeşitli yaralar bulunan Övet, vücudunda beş adet domdom kurşunu taşımasına rağmen kendisini “şanslı” olarak nitelendiriyor.
Çocukluk Döneminde İlk Kazaları
Mehmet Övet, çocukluğundan bu yana birçok tehlikeyle karşılaştı. Genç yaşta, Yat Limanı’nda oyun oynarken derin sularda yaşadığı bir kaza sırasında kalbini kaybettiğini belirten Övet, “9 metre derinlikte boğulmaktan son anda kurtuldum,” dedi. Ayrıca, evinin terasından düştüğü kaza sonrası hastanede dört gün yoğun bakımda kaldığını ifade ediyor.
Elektrik Kazası ve Sağlığını Kaybetme Tehlikesi
İlkokul sonrasında bir elektrik firmasında çalışmaya başlayan Övet, bir gün asansör tamiri sırasında elektrik akımına kapıldı. Kalbi durma noktasına gelirken, doktorlar tarafından bir kez daha hayata döndürüldü. “Öldüm sandılar,” ifadesiyle bu olayın komik yanını da vurguladı. Elektronikte daha sonra eğitim alarak kariyerine devam eden Övet, çanak anten takarken yüksekten düşmeler yaşadı; her seferinde tedavi olup işine dönebildi.
Kurşunlarla Dolu Bir Yaşam
2008 yılında bir restoran tartışması sonucu pompalı tüfekle vurulan Mehmet Övet, vücuduna 15 mermi isabet etmesiyle gece gündüz hastanede yoğun bakımda kaldı. On kurşun çıkarılmasına rağmen, beş adet domdom kurşununu hayatının sonuna dek taşımak zorunda olduğunu belirtti.
Ölümle Yüz Yüze Gelmeler
Övet, 2014 yılında bir trafik kazası geçirdi ve bu kazada vücudunda ağır yaralanmalar oluştu. Akciğerinde hasar ve kırıklar bulunan Övet, hayatını kurtaran sağlık görevlilerinin sayesinde yine hayata döndü. Bu olay sonrası yüzde 79 engelli raporu alarak malulen emekli oldu.
Şans mı, Talihsizlik mi?
Marmaris’teki yaşamını sürdüren Mehmet Övet, tüm yaşadığı kazalar rağmen pes etmedi. Mısır tezgahı açarak hayatına devam eden Övet, çevresindekilerin “Hala ölmedin mi?” esprilerine gülerken, yaşamındaki tüm zorlukları şans olarak gördüğünü ifade etti. “Yaşıyorum demek ki daha işimiz bitmedi,” sözleriyle yaşam sevincini vurguladı.
