Maduro, Venezuela’nın Savunmasını Vurgulayarak ABD ile Yüzleşmeye Hazır Olduğunu Açıkladı

**Maduro, Vatanseverlik Vurgusu Yaptı**

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD ile süregelen gerilim üzerine yaptığı açıklamada, ülkesinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan Simon Bolivar’ın kılıcını kuşanarak önemli mesajlar verdi. Maduro, “Ulusumuzun büyük bir fedakarlık göstermesi gereken bir dönemde hiç kimsenin bir mazereti olamaz. Gerekirse vatanımız için canımızı veririz.” dedi.

**Bolivar’ın Kılıcı ve Askeri Tören**

Maduro, Venezuelalı asker ve devlet adamı Simon Bolivar’ın “Peru kılıcı”nın takdim edilişinin 200. yıldönümüne özel bir etkinliğe katıldı. Askeri üniforma giyerek, başkent Caracas’ta vatandaşlarla beraber bayraklar ve sloganlar eşliğinde yürüyüş düzenledi. Etkinlikte, Bolivar’ın kılıcı özel bir el arabasında sergilendi. Törenin ardından Fuerte Tiuna askeri üssünde kalabalığa seslenen Maduro, “Bu toprakların her karışını emperyalist tehditlere karşı korumaya hazır olmalıyız. Anavatan her şeyden üstündür ve ona saygı duymalıyız.” ifadelerini kullandı.

**Emperyalizme Karşı Birlik Mesajı**

Venezuela’nın varlığı açısından kritik bir dönemde bulunduğunu dile getiren Maduro, halkın hiçbir uluslararası tehdit karşısında korkmadan ülkesini savunması gerektiğini belirtti. “Ulusumuz büyük bir çaba ve fedakarlık bekliyor. Sivil, asker veya politikacı, hiç kimsenin mazereti olamaz, gerekirse vatanımız için canımızı feda ederiz.” diyerek kararlılığını vurguladı.

**ABD’nin Suçlamaları ve Rejim Değişikliği İddiası**

Venezuela lideri, ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele bahaneleriyle kendisi ve birçok yetkilisini suçlamasını da reddetti. Maduro, ABD’nin Karayipler’deki askeri yığınağını bir “rejim değişikliği tehdidi” olarak yorumladı.

**ABD’nin Terör Suçlaması**

ABD Dışişleri Bakanlığı, Venezuela’daki Güneşler Karteli’ni yabancı terör örgütleri listesine dâhil ettiğini ve Maduro ile bazı hükümet yetkililerinin bu yapıyla ilişkili olduğunu iddia etti. Venezuela hükümeti, bu iddiaları “yalan” ve “gayrimeşru bir müdahale” olarak tanımlayarak güçlü bir dille kınadı. Analistler, bu kararın ABD’nin müdahale planlarını meşrulaştırmaya yönelik bir adım olduğunu düşünse de, böyle bir eylemin gerçekçi olmayacağına dikkat çekiyor.