Kocaeli’de yaşayan ve görme yetisini yüzde 93 oranında kaybeden Hacı Yılmaz, yazma sanatı ile hayata tutunuyor. 2009 yılında geçirdiği bir rahatsızlık sonucu görme duyusunu yitiren Yılmaz, sonraki yıllarda distoni hastalığına da yakalandı. Ancak bu zorlu süreç, onun yazma tutkusunu ortadan kaldıramadı.
66 yaşındaki Hacı Yılmaz, 2009 yılında yaşadığı bir sağlık sorunu nedeniyle görme yetisini kaybetti. O zamanlardan itibaren yaşamı köklü bir değişim geçirdi; evli ve üç çocuk babası olan Yılmaz, dış dünyayla bağlantısının neredeyse kesildiğini belirtti. Yıllar içinde, kas hastalığı olarak bilinen distoni hastalığına yakalandı. Bu zorluklar, onu yazmaya yönlendirdi ve öyküler ile şiirler kaleme alarak duygularını ifade etmeye başladı. Yazdığı metinler, ona adeta bir terapi gibi oldu ve yazarlık serüveni, konuşma becerilerini de geliştirdi. Şu ana kadar iki kitabı basılmış durumda ve Yılmaz, yazmaya devam edeceği konusunda kararlı.
“Hayatımı karanlıkta geçiriyorum” diyen Yılmaz, göz sağlığının bozulmasının ardından yaşadığı adaptasyon sorunlarını paylaştı. 15-16 yıl önce bir hastalığın gözlerine zarar verdiği bildiren Yılmaz, kendisini tamamen karanlıkta hissettiğini ifade ederek, dışarı çıkmanın zorluğuna dikkat çekti.
Sadece görme engeli ile sınırlı kalmayan Yılmaz, ayrıca parkinson hastalığına benzeyen distoniye de yakalandığını belirtti. Bu süreçte yazmanın kendisi için büyük bir tutunma unsuru olduğunu aktardı. “Hastanede yattığım dönemlerde bile yazıyordum. Şiir yazma arzusu her an gelebiliyor, bu yüzden sürekli kalemim yanımda” şeklinde konuştu.
Zorluklara rağmen yazma aşkını sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, “Şairlerden özür diliyorum, ben sadece hayata tutunmaya çalışıyorum. Hastalığımın tedavisi Amerika ve Kanada’da var ama ulaşmak mümkün değil. Avrupa’da nadir görülen bir hastalık,” dedi. Kendisine sık sık, “İnancını kaybetme, bunu başaracaksın,” dediğini vurgularken, yaşadığı zorlukların yazmasına vesile olduğunu ve herkese bunu önerdiğini belirtti. Yazmanın insanın ruhunu canlandıran bir eylem olduğunu düşündüğünü ekledi.
Yılmaz, yazının ve kalemin özgüllüğüne dair inancını vurgulayarak, “Kalem benim savaş aletim değil, insanları bir araya getiren bir köprüdür. Toplum ile bağımı kalem aracılığıyla kuruyorum. Yazma sevgimi asla köreltemem,” dedi. Hayatının sonuna kadar yazmaya devam edeceğini sözlerine ekleyerek, destek alması halinde harika işler üretebileceğini belirtti. Yazma arzusunun, onu hayata bağlayan tek unsur olduğunu dile getirdi.