Konya’daki Öğretmen Hatice Karakışla, Meme Kanserini Yenip Hastane Sınıfında Çocuklara Umut Oluyor

Konya’da Umut Işığı: Öğretmen Hatice Karakışla

Konya’da yaşayan 27 yıllık sınıf öğretmeni Hatice Karakışla, meme kanserini yenmeyi başardıktan sonra, hastane sınıfında öğretmenlik yaparak tedavi gören çocuklara umut olmaya devam ediyor.

Kanserle Mücadele ve Eğitim Aşamasında Yeni Bir Hedef

İki çocuk annesi olan Karakışla, 9 yıl önce meme kanseri teşhisi aldı. Kemoterapi süreci ve cerrahi müdahale ile kanseri geride bırakmayı başaran öğretmen, Konya Şehir Hastanesi’nde eğitim desteği sağlamaya yönelik bir sınıf açılmasına katkı sağlamak amacıyla başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen Karakışla, dört yıldır çeşitli tedavi süreçlerinden geçen öğrencilere eğitim veriyor.

Öğrencilerin Mücadelesi, Benim için Büyük Bir İlham Kaynağı

Hatice Karakışla, “Meme kanseri tanısını aldığımda ilk olarak bir kabulleniş süreci geçirdim, sonrasında inkar ve güçlüklerle mücadele etmek zorunda kaldım. Hastane ortamında öğrencileri görmek, onlara olan ilgimi ve bağlılığımı artırdı. Erişkin olarak yaşadığım mücadele ile çocukların gösterdiği çabanın kıyaslanamaz olduğunu düşündüm. İyileşmemin ardından, onlara bir şeyler vermek için kendime söz verdim ve Allah’a şükür ki bu arzum gerçekleşti,” dedi.

Hastane Sınıfı Eğitim Modelinin Önemi

Karakışla, Türkiye genelinde hastane sınıfı uygulamalarının olduğunu hatırlatarak, “Hastane sınıfı eğitim modeli, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle gerçekleştirilmektedir. Biz öğretmenler, büyük bir özveriyle bu görevi üstleniyoruz. Ben de bu ekipte yer alarak büyük bir mutluluk duyuyorum. Hastane sınıfı öğretmenleri olarak, birçok deneyimli arkadaşım var. Benim en büyük farkım, kendi yaşam deneyimimden kaynaklanan bir duyarlılıkla bu hizmeti yürütüyor olmam,” diye ekledi.

Öğrencilerle Kurulan Bağın Önemi

Sınıf içindeki öğrenci ilişkilerinin kritik olduğunu vurgulayan Karakışla, “Amacımız, çocukların sağlıklı bir şekilde evlerine dönmesi. Bunun için, sıkı bağlar kurduğumuz öğrencilerimizle ayrılmak zorlayıcı olabiliyor. Çocukların mutluluğunu görmek, bu işin en güzel tarafı. Ancak her gün farklı bir öğrenci ve hikaye ile karşılaşıyoruz. Esnek bir çalışma şekliyle bu duruma uyum sağlamak gerekiyor,” dedi.

Öğretmenliğinin ötesinde, öğrencilerin kalbine ulaşmayı hedeflediğini belirten Karakışla, “Eğer çocuğun ruhuna dokunabiliyorsak, ortamın fiziksel koşulları o kadar önemli değil. İyi bir eğitimci olduğuma inanıyorsam, ameliyat sonrası sınıfın kapısını aşabilirim. Önemli olan, bu süreçlerin çocuklar için nasıl anlamlar taşıdığı,” diye sözlerini tamamladı.