İstanbul’da kaçırılma girişimine direnen kadın sokakta hayatını kaybetti; ünlü oyuncu tanık oldu.

İstanbul’un Şişli semtinde, kadın cinayetinin kurbanı olan 34 yaşındaki Bahar Aksu, işine gitmekteyken eski eşi ve onun üç arkadaşı tarafından kaçırılmaya çalışıldı. Direnişi sırasında, Bahar Aksu’nun eski eşi R. E., kendisine silahla ateş ederek ağır yaraladı. Olay yerinde hayatını kaybeden kadının cinayetinin failleri, polis tarafından gözaltına aldı. Ünlü sanatçı Nur Sürer, bu yaşanan dehşet anlarına tanıklık etti ve tecrübelerini ‘Neler Oluyor Hayatta’ programında paylaştı.

Dün, İstanbul’un merkezi bir noktasında, Bahar Aksu’nun katledilmesi halkı derinden sarstı. Olay, Bahar’ın eski eşi ve üç arkadaşının araca bindirmeye çalışmasıyla başladı. Uzun süre direnen Aksu, birden silah sesleri duyarak dehşete düştü. Şanışer meydana gelen cinayetle ilgili olarak, Nur Sürer, yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Yalnızca silah sesleri işittim. Dört el mermi atıldı. Olayın yaşandığı sokakta değil, arka odada uyuyordum; seslere uyanıp dışarı baktım ama kayda değer bir şey yoktu. Ancak daha sonra iki el daha ateş sesi geldi ve ben de dışarı koştum. Gittiğimde aracın hareket ettiğini fark ettim, kaçıyorlardı. Biz mahalleli olarak panik içinde dışarı indim. Kadın cinayetleri konusunda yıllardır sesimizi duyuran birisi olarak bu durum beni derinden üzüyor.”

Sürer, olayın büyüklüğüne dikkat çekerken, o sırada çevredeki esnafın yardım etmeye çalıştığını ancak silah tehdidi nedeniyle mutlak bir müdahale gerçekleşmediğini ifade etti. Üstelik okul saatinde sokakta bulunan çocukların annelerinin de durumun içine dahil olduğunu vurguladı. “Dört kişinin hepsi suç geçmişine sahip. Bu insanların serbestçe dolaşması kabul edilemez. Bahar, altı aydır burada yaşıyordu ve sürekli bu tehlikeden kaçıyordu. Devletin onu koruyamaması büyük bir skandal,” dedi. Ayrıca, olaydan sonra ambulansın hemen geldiğini belirten Nur Sürer, polisin yarım saat sonra geldiğini ve yapılacak tek şeyin etrafta şerit çekmek olduğunu ekledi. Bahar’ın ölümü, toplumda daha fazla kadının hayatını kaybetmesine sebep olabileceği endişesini de beraberinde getirdi.